reklam
reklam
DOLAR 34,6641 % 0.01
EURO 36,7467 % 0.19
STERLIN 44,1102 % 0.23
FRANG 39,3411 % 0.03
ALTIN 2.936,27 % -0,02
BITCOIN 96.143,83 4.504

18 Çam Fidanı Toprakla Buluştu

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
18 Çam Fidanı Toprakla Buluştu
reklam

21 – 26 Mart tarihleri arasında kutlanan Orman Haftası nedeniyle Lüleburgaz Helen Doron Anaokulu Öğrencileri tarafından okul bahçesine fidan dikimi yapıldı.

Anasınıfı öğrencileri tarafından 18 adet çam fidanının toprakla buluşturulduğunu ifade eden Okul Müdürü Duygu Peran “Çocukların davranışları, hareketleri, konuşmaları ve düşünceleri kişisel gelişimlerine ve yaşadığı doğaya göre çok fazla değişiklik göstermektedir. İşte bu noktada doğanın ve çevresel faktörlerin değişim göstermesi de çocuk için büyük bir etken oluşturmakta.

15 yaşını doldurmamış kişiler çocuk sayılabilmektedir. 15 yaşa kadar olan çocukluk süresi bebeklik, çocukluk ve gençliğe giriş süreci olarak değerlendirilirse, işte bu evreler çocukların doğayla orantılı ve çevreci büyümesinde en önemli gelişim evresidir.Çocuklar, yaşadıkları doğa değişimi nedeniyle çeşitli sağlık problemleriyle karşılaşmaktadır. Farklı iklim ortamlarına uyum sağlayamayan çocuğun ilk olarak psikolojisi etkilenir ve psikolojik rahatsızlıklar başlayabilir.Günümüzde doğanın yoğun bir şekilde tahrip edilmesiyle birlikte birçok hastalıklar da baş göstermekte. Bunların başında alerjik reaksiyonlar, rahatsızlıklar görülmekte. Doğanın yok olmasının yol açtığı bir diğer etken ise çocukların yemek yeme, uyuma alışkanlıklarının değişmesidir.Doğa tahribatları ile hastalıklara sebep oluyoruz. Doğanın tahribatıyla ortaya çıkan bu rahatsızlıklara değinmek gerekirse; çocuklarda görülen uykusuzluğa bağlı olarak halsizlik, dengeli ve gıdalı beslenme yitiminden dolayı halk arasında üşütme dediğimiz enfeksiyonel hastalıkların baş göstermesi, yine yemek alışkanlığının bozulmasından kaynaklanan kansızlık buna bağlı olarak zatürre görülebilmektedir.Okullarda Orman Programı çerçevesinde çocukların, yine biz yetişkinler tahrip ettiği doğanın canlandırılması ve yeşil alanların korunması için bilinçlendirme programları oluşturmalıyız.Fidan dikerek kendi ormanlarımızı yeşertmek için ilk adımları çocuklarımızla birlikte başarmalıyız.Sağlıklı, yaratıcı, düşünme yetisi keskin ve çevreye karşı duyarlı çocuklar yetiştirmek için doğada daha fazla zaman geçirelim” dedi.

Ağaçlandırma çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu öğrencilere anlatan Peran “Hepinizin bildiği gibi, ormanlar sağlığımız için son derece önemli olan, oksijeni üretirler ve Allah’ın biz insanlar için yarattığı sayısız faydası bulunan, bakmaya doyamadığımız yemyeşil alanlardır. Bugün dünya üzerinde bir kişi için yaklaşık olarak 7 ağaç kesilir ki bu da 49milyar ağaç demektir.Sadece sigara için yılda 100 milyon ağaç kesiliyor. Bu rakamları hektar olarak ifade edersek, bugün dünya da yılda 16 milyon hektar alan çöl oluyor demektir, bu da saniye de 185,186 hektar alan çöl oluyor demektir, her bir nefes aldığınızda 185hektar orman yok olmuş demektir ki, bu da 1milyon851bin860 metre kare orman demektir. Unutmayın, her nefes aldığınızda, bu kadar orman yok olmuş demektir..

Sadece ülkemizde bir ton kağıdın geri kazanımı; selüloz-kağıt ithalatı nedeniyle 700-1000 doların ülkemizde kalması anlamına gelmektedir. Yalnızca İstanbul’da bir yılda tüketilen 450.000 ton kağıt geri kazanılsa, Türkiye’de yılda 38000000 (otuzsekiz milyon) metrekare ağaçlık alan korunabilir. Geri dönüşüm ne kadar da önemli. Ülkemizdeki yeşil alan miktarına baktığımızda, karadeniz bölgesi oldukça yeşil, kıyı kenarları hakeza, fakat iç anadolu ve doğu anadolu bölgelerinde durum maalesef çok kötü.. Üstelik bir de buna, ne kadar yazıktır ki,güvenlik güçlerinin, güvenlik amacıyla doğuda yanmasına göz yumduğu ormanlık bölgeleri de katarsak. Çok üzücü bir tabloyla karşı karşıyayız demektir. Ülkemizde, orman bakanlığı nezdinde, ormanlık alanların korunması, ve yeni ormanlık alanlar oluşturulması için ağaç dikim açlışmaları devam etmektedir. Ormancılıkta gerçek yatırım, ağaçlandırma ve ormanın tabii yoldan yenileme çalışmalarıdır. Vaktiyle 50 milyon hektar olduğu tahmin edilen orman sahalarımız, bugün 20.7 milyon hektara inmiş bulunmaktadır. Ancak ne yazık ki bu alanların % 52’si ağaçlandırmalarla prodüktif hale gelmeyi bekleyen bozuk orman sahası durumundadır. Bu saha, bütün İsviçre ormanlarının 12 katına eşittir. Bu verimsiz orman alanların ülke kalkınmasında ve hızla artan orman ürünlerine olan ihtiyaçtan dolayı ağaçlandırmalar ile prodüktif hale getirilmesi Türkiye ormancılığı ve Ülkemiz ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. 
Türkiye’de başta Karadeniz ve Akdeniz bölgelerimizin uygun kesimleri ile Batı Anadolu, ormancılık açısından oldukça yüksek bir potansiyel verime sahip bulunmaktadır. Ayrıca bu yörelerde, hızlı gelişen yerli ve yabancı türler kullanılarak birim alandaki verimi artırmak mümkündür. Nitekim sahil çamı ağaçlandırmalarında yapılan hasılat araştırmalarına göre; 1.bonitete sahip bir hektardaki sahanın ortalama artımının 13,8 m3 yıl olduğu saptanmıştır. Bu değer okaliptüste 30-32 m3’e kadar ulaşmaktadır. Türkiye’de yapılan tespitler entansif (yoğun kültür metodu) yöntemlerle hızlı büyüyen türlerin yetiştirilmesine uygun sahaların 1 milyon hektara ulaşabileceğini ortaya koymuştur. Sadece bu alanların ağaçlandırılması ile yılda 10 milyon m3 hasılatın alınabileceği belirlenmiştir. Türkiye’de yıllık ortalama cari artımın 22,1 milyon m3 olduğu dikkate alındığında bu değerin Ülke ekonomisine yapacağı katkı daha iyi anlaşılmaktadır. Ekonomik ağaçlandırma çalışmalarının yanında toprak korumaya, su dengesini sağlamaya veya rekreasyon ihtiyaçları karşılamaya yönelik çok amaçlı diğer ağaçlandırmaları da dikkate alma zorunluluğu vardır. Ağaçlandırma çalışmalarının erozyonu önleyici olmasının yanı sıra meskun yerlerde rüzgar, gürültü ve toz etkilerini azaltması, büyük sanayi kentlerinde havayı temizleyerek sağlığa katkı sağlaması da birer hizmet üretimidir. Türkiye’de yılda denizlere taşınan toprağın 500 milyon tondan fazla olduğu ve bunun yılda 2 Milyon dekarlık bir tarım arazisinin kaybı anlamına geldiği dikkate alınırsa sadece toprak koruma amacına yönelik ağaçlandırmaların tarım arazilerine kazandıracağı imkanların ne kadar büyük olacağı açıkça görülecektir. Bu sebeple ağaçlandırmalarda sadece odun hammaddesi üretimi açısından kârlılığın kriter alınması günümüzde yetersiz kalmaktadır” dedi.