reklam
reklam
DOLAR 34,5863 % 0.12
EURO 36,3785 % 1.02
STERLIN 43,5690 % 0.53
FRANG 39,0188 % 0.98
ALTIN 2.938,95 % -2,21
BITCOIN 96.056,02 -1.027

Ünal Başkur “Türkiye’nin Demokrasisi Oylanıyor”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Ünal Başkur “Türkiye’nin Demokrasisi Oylanıyor”
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli İl Başkanı Ünal Başkur anayasa değişikliğinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin zararına olacağını ifade etti.

Türkiye’nin çok karamsar bir süreç yaşadığını ifade eden Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli İl Başkanı Ünal Başkur “Ülkemiz tarihi boyunca daha önce bu kadar karamsar bir süreç yaşamamıştı. Ama bu karamsar süreç içinde herkesin umudu olan tek bir parti var o da biziz, Cumhuriyet Halk Partisi. Herkesin gözü üzerimizde, demokrasi isteyenlerin, cumhuriyeti savunanların, uygarlığı savunanların, bilimi savunanların, kadın – erkek eşitliğini savunanların, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir Türkiye’yi savunanların tek ama tek umudu Cumhuriyet Halk Partisi… Bu bağlamda hepimize tarihi sorumluluk düşüyor. Bu umudu yeşertmeliyiz ve büyütmeliyiz. 15 Temmuz darbe girişimini püskürttük hep beraber, bütün siyasi partiler, sivil toplum örgütleri bir araya geldik. Parlamento bombaların altında sabaha kadar çalıştı, özveriyle çalıştı, konuşmalar yapıldı ve biz bir demokrasi sürecini başlattık. Baskıya, silahlara rağmen bu ülkede demokrasiyi hep birlikte savunduk. Bu bizim tarihimizde çok önemli bir süreçtir. Yapılması gereken neydi? Süratle darbecilerin bulunması, yakalanması, delillerin toplanması ve bunların yargıya sevk edilmesiydi. Mademki parlamentoda bütün siyasi partiler darbeye karşı çıktılar, mademki parlamentoda bütün siyasi partiler demokrasiyi savundular, o zaman yapılması gereken parlamentonun bu süreci süratle sonlandırmasıydı, hükümete her türlü desteği vermesiydi. Geldiğimiz noktada bunun yapılmadığını görüyoruz. 20 Temmuz’da dediler ki, “Türkiye’de olağanüstü bir hal var, bir darbe dönemini yaşadık. Dolayısıyla normal yasalarla, normal süreçle bunu aşmamız mümkün değil. Bizim OHAL ilan etmemiz lazım. Parlamentonun yetkilerini bir süreliğine yürütme organına devretmemiz lazım.” Buna karşı çıktık, “Doğru değildir” dedik. Bu parlamentoda demokrasiyi savunan bir partiye ihtiyaç var ve o da en çok Cumhuriyet Halk Partisine yakışır. Biz demokrasiyi savunduk olağanüstü hal uygulamasına karşı çıktık” dedi.

Referandumun partilerin yarıştığı bir seçim olmadığını ifade eden Başkur “Bu bir siyasi parti seçimi değil. Her bir vatandaşımız bir siyasi partinin üyesi olabilir, hatta hiç üyesi olmazda sempatizanı olur. Seçimlerde seçim bildirgesini hiç okumaz ama gider benim partim budur der oyunu verir. Ama bu seçim o tür bir seçim değil. Bu bir referandum. Burada bir siyasi iktidar seçilmiyor. Burada Türkiye’nin geleceği, Türkiye’nin demokrasisi oylanıyor. Demokrasi benim için geçerli, sizin için de geçerli. Ama Saadet Partisi için de geçerli, Vatan Partisi için de geçerli, Büyük Birlik Partisi için de geçerli, ÖDP için de geçerli, hepimiz için geçerli. Sivil toplum kuruluşları için de demokrasi geçerli, üniversiteler için de demokrasi geçerli, çiftçi için de, köylü için de, esnaf için de geçerli. O nedenle bu referandum Türkiye’nin geleceğini belirleyen önemli bir süreçtir. Bu bir Türkiye meselesidir, bu bir memleket meselesidir, bu bir siyasi parti meselesi değildir. O nedenle biz sorumluluk alarak dedik ki, bu referandum sürecinde asla ve asla partinin bayrağını kullanmayacağız. Neyi kullanacağız? Türk bayrağı kullanacağız. Çünkü Türkiye’nin sorunu bu. Türkiye’nin sorunuysa Türk bayrağıyla meydanlara çıkacağız. Demokrasiyse Türk bayrağıyla isteyeceğiz. Almanya’da demokrasi var, Fransa’da demokrasi var, Japonya’da demokrasi var benim ülkemde niye demokrasi olmasın. Orada insanlar düşüncelerini özgürce ifade ederken benim ülkemde niye insanlar düşüncelerini özgürce ifade etmesinler?” dedi.