reklam
reklam
DOLAR 34,5897 % 0.13
EURO 36,3052 % 0.82
STERLIN 43,5293 % 0.44
FRANG 38,8998 % 0.67
ALTIN 2.973,53 % -1,06
BITCOIN 98.549,99 0.622

Vekil Kayan “Türkiye’nin En Büyük Şirketlerini Varlık Fonu’na Devrettiler”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Vekil Kayan “Türkiye’nin En Büyük Şirketlerini Varlık Fonu’na Devrettiler”
reklam

Lüleburgaz İlçe Başkanlığı tarafından gerçekleştirilen haftalık toplantıya katılan CHP Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan önemli açıklamalarda bulundu.

 

Vekil Kayan toplantıda yaptığı konuşmada “94 yılda Türkiye’nin geldiği yer Dünya’nın 17’ncisi bazen 16’ncısı ekonomisi yani en gelişmiş G 20 ülkesinden birisi. Bunu cumhuriyet sayesinde başardık ve bunu bugün beğenmedikleri ve başkanlık sistemine geçmeye çalıştıkları parlamenter sistemle başardık. Değerli arkadaşlarım bunu başaran bir başka ulus, bir başka devlet, bir başka toplum yok bu Dünya’da. Başkasının desteği ile başka ülkelerin yardımı ile olmuş olabilirler veya kendi ülkelerinde milli kaynaklar petrolü doğalgazı vs. bol miktarda olup veyahut yabancıların desteği ile bir yerlere gelmiş olabilirler. Yabancıların desteği derken özellikle Güney Kore’den söz ediyorum. Kuzey Kore’ye nispeten Güney Kore ABD tarafından sürekli desteklenmiştir ve bugün Dünya’nın zengin ülkeleri arasına katılmıştır. Ama bir şeyi unutmayalım bugün Güney Kore’nin yüzde 40’ı Hıristiyan’dır. O ülke insanlarının yüzde 40’ını bu çerçeve içinde Hıristiyanlaştırmışlardır. Kendi benliğini alarak, her şeyini yok ederek sadece kukla bir zenginlikten ibarettir. Değerli arkadaşlar bu anayasa düzenlemesi Türkiye Cumhuriyetini çağdaşlığı, uygarlığı, Müslümanlığın dünya milletleri arasında yarışmasını yok eden yıkan bir anayasa düzenlemesidir. 93 sadece biz G20 ülkeleri arasında girmedik.  57 tane İslam ülkesi arasında ekonomisi en iyi, eğitimi en düzgün olan ve bilimsel araştırmaları 56 tane devletin ü tamamının daha fazlası olan bir İslam ülkesiyiz. Bundan yıllar önce Amerika Birleşik Devleti başkanının söylediği bir laf vardır ‘İslam ülkelerinde parlamenter sistemi mutlaka yok etmeliyiz. Onları başkanlık sistemine sokmalıyız, başkanlıkla yönetilmeliler’ demiştir. Başkanlık sistemi ile yönetilmelerini istemelerinin sebebi bir kişiyi aldatmak, korkutmak, kandırmak çok kolaydır. Ama bugün ki 550 tane milletvekili olan parlamenter sistemi kandırmak imkansızdır. Çünkü bir tanesi mutlaka karşı çıkar bunun doğrusunu söyler bütün kendi halkına ve bütün dünyaya özellikle İslam dünyasına. Bilimi olmayan bir toplum, bilimle ilerleyen bir toplumun ayakları altında paspas olmaktan öteye gidemez. Şimdi Hıristiyan dünyası kalkınmış, bilimi yakalamış ve onların din adamı papaza demiş ki ‘Senin yerin kilisedir, sen kilisede bu halka hizmet edeceksin, onların dini ihtiyaçlarını, dini duygularını yerine getireceksin, senin görevin bu, sen devlet işlerine karışamazsın.’ İslam dünyası ne yapıyor? İslam dünyası imamlarını yönetimin başına getiriyor. Biz bu anlayışla gittiğimiz müddetçe Hıristiyanların ayaklarının altında paspas olmaktan öteye geçemeyiz. Onun için bizde imamı camiye göndermeliyiz ve orada senin görevin, sen bu topluma orada hizmet edeceksin, sana orada ihtiyaç var, sen devlet işlerine karışırsan dini alet edersin her şeye ve ondan sonrada emperyalistin uşağı olmaktan öte geçemezsin dememiz gerekiyor. Şimdi bizim hükümetimizin, bizim cumhurbaşkanımızın yapmak istedikleri cumhurbaşkanı yargıyı kendisi atasın, cumhurbaşkanı hükümeti kendisi atasın, Cumhurbaşkanı şimdi bir de yeni kurum çıkardılar cumhurbaşkanı yardımcılığı. Cumhurbaşkanı yardımcılığını kendisi atasın ve cumhurbaşkanı parlamentodaki kendi partisinin bütün milletvekillerini kendisi atasın yani yasamayı da kendisi atasın. Şimdi üç tane kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır. Bunlar yasama gücü, yürütme gücü, yargı gücü. Yasama gücü dediğimiz meclis hem denetleme görevi vardır hem de yasa çıkarma gücü vardır. Türkiye’nin en büyük şirketlerini Varlık Fonu’na devrettiler, bunun bir tek sebebi var; Meclis’in ve Sayıştay’ın denetiminden bunları kaçırmak içindir. Onun için çok önemlidir, 3 tane kuvvet tamamen bir kişinin elinde oluyor. Bu saydıklarımın hepsi yasaması, yürütmesi, yargısı bir partinin genel başkanının elinde oluyor. Böyle bir sistemde ülkenin ne hale geleceğini az çok tahmin edebilirsiniz. Böyle bir ülkeye hiçbir sermayedar yatırım yapmaz. Ne yabancı sermaye ne yerli. Çünkü sermayenin bir tek gayesi vardır, kazanmak. Ve sermaye su gibidir sermayeyi yokuş yukarı çıkaramazsınız. Bu gidişle Türkiye işsiz kalacaktır. Ve son zamanda döviz sürekli yükseliyor. Çünkü yabancı sermaye ve yerli sermaye Türkiye’nin başına gelebilecekleri az çok görüyor eğer bu değişiklik olursa. Yabancılar bu ülkenin içinde kardeş kavgası yaratmaya çalışıyor. Bütün gayeleri bu ülkeyi parçalamak, paramparça etmek ve bölmektir. Hiçbir devlet onlarda dini akidelerle yönetilmez. Ama bizde kavga bitirmek istemiyorlar. Biz de bu kavganın devamını sürdürmek için sürekli olarak mezhep çatışması, din kavgası vs. sağ sol kavgası, ırk kavgası, Türk-Kürt vs diye kavgalara sokuyorlar. Bizim kimse ile kavgamız yok, bizim yurt için yurdumuzda yaşayan hiçbir vatandaşımızdan alıp veremediğimiz yok olamaz da zaten. Çünkü onlarla beraber kurduk Cumhuriyeti” dedi.