Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kültür Eski Bakanı, CHP Mersin Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Fikri Sağlar Trakya turu kapsamında Babaeski’yi ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.
Babaeskili partililere seslenen Sağlar “Getirilen Anayasa değişikliği ve referandumla halka kabul ettirilmeye çalışılan maddeler, Türkiye Cumhuriyetini yok eden maddelerdir.
Çok basit bir şekilde sadece hükümet etme şekli değişiyor, hükümet kurma şekli değişiyor diyerek, bizi kandırmaya çalışmaktadırlar.
Aslında Cumhuriyeti yani egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu, Cumhuriyetin laik demokratik biçimini, rejimini yok eden bir anlayışı bir varlığı rejim değişikliğini karşımıza getirip, koymuşlardır.
İşin ilginç yanı halka kendi egemenliğini yok etme doğrultusunda karar verin demektedirler.
Bu kadar pervasızlık, bu kadar aşağılık, bir hareketle karşı karşıya kalamazsınız.
Düşünün, laik demokratik bir Cumhuriyet iktidarı yani yürütmesi, meclisi yani yasaması ve mahkemesi, yani yargısı ayrı olan erklerden oluşmuş, “yeter söz milletindir” diyerek, demokrasiyi tırnak içerisinde bize anlatmış bir anlayıştan, bir rejimden, demokratik bir rejimden şimdi bütün yetkileri bir kişide toplayan hükümeti de, meclisi de, mahkemeyi de bir kişiye veren hatta onunla da kalmayıp, varlık fonu diye çıkardıkları bir fonla memleketin bütün tapusunu atalarımızın, babalarımızın kurmuş olduğu kurumların bütün gücünü bir yere toplayıp, onu da bir kişiye veren bir anlayış ile karşı karşıyayız ve bunu bize devrim, değişim ve gelişim olarak aktaran bir güruh ile karşı karşıyayız.
Bugün, 55 milletvekili bir bakan hakkında, başbakan hakkında soruşturma önergesi verebilir. 138 milletvekili soruşturma komisyonunun kurulmasına karar verebilir.
276 milletvekili de yüce divana gönderir.
Nerden nereye geliyoruz ve bu koruma düzeni ömür boyu.
Buradan bir şey çıkarıyoruz, Saraydan alınmış, kayıtsız şartsız egemenlik milletindir denilmiş, cumhuriyet bu şekilde devam etmiş ve demokratik, laik, hukuk devleti oluşmuş, bugün bu haklarımızdan vazgeçeceğiz, bütün yetkilerimizi alıp, kaçak sarayda oturacak olan birine vereceğiz. Tabi bugün Recep Tayyip Erdoğan bu, yarın Fethullah Gülen de olabilir, ben bile olabilirim ama bu yetkileri kim alırsa biliniz ki güç zehirlenmesi dediğimiz bir konumla karşı karşıyadır ve Recep Tayyip Erdoğan’ın bir 23 Nisan’da Başbakan iken koltuğunu bir çocuğa verdiği zaman söylediği noktaya geliriz.
Ne demişti hatırlayın, “Sen şimdi Başbakansın, istersen asarsın, istersen kesersin.” İşte bu anayasa gelirse “Evet” denilirse, oraya oturan adam başkandır, partili başkandır, isterse asar, isterse keser. Amaç da budur.
Dünyanın hiçbir yerinde partili Cumhurbaşkanı diye bir sıfat yok. O nedenle diyoruz ki ‘biz seni Başkan yaptırmayacağız’.
Çünkü seni Başkan yaptırmak isteyenlerle birlikte olamayız.
Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün, sizlerin atalarının, babalarının birlikte kurduğu bu Cumhuriyetin emekten yana olan, insandan yana olan, hak özgürlülerden yana olan, demokrasiden yana olan insanlarıyız.
Sonuna kadar, gerekirse kanımızın son damlasını verene kadar, bunun için mücadele edeceğiz ve seni Başkan yaptırmayacağız, Cumhuriyetimize sahip çıkacağız’ demeliyiz” dedi.