Ak Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan vatandaşların 16 Nisan tarihinde ülkenin geleceği için çok önemli bir karar vereceğini söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan vatandaşların ve çocuklarımızın geleceği için 16 Nisan tarihinin bir fırsat olduğunu ifade eden Ak Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler “Bunun hakkını vermek noktasında hiç bir sıkıntı yaşamıyoruz. 15 Temmuz akşamı hep birlikte meydanlarda idik. O gece sen, ben, öteki yoktu. Biz memleket meselesi varsa o zaman bir oluyoruz. İşte şimdi yeni bir yol ayrımındayız. 16 Nisan günü ülkemiz için çok önemli bir karar vereceğiz. Bu yalnızca AK Parti'nin meselesi değil. Bu Türkiye'nin meselesi. Bu bütün bir milletin meselesi. Millet olmanın gereğini inşallah o gün yerine getireceğiz. Biz inanıyoruz ki Kırklareli’de bu büyük başlangıca ciddi anlamda destek verecek. Hepimizin üzerine düşen ciddi bir sorumluluk var. Çünkü hepimiz bu ülkenin bir evladıyız. Bir ailenin 15 Temmuz gününden önce çocuğuna karşı duyduğu sorumlulukla, 15 Temmuz gecesini yaşadıktan sonra sorumluluğunda fark var. Her birimiz farklı STK'larda toplumun farklı yaralarına merhem olmaya, farklı sorunlara çözüm üretmeye çalışıyoruz. Her birimizin ayrı ayrı uzmanlık alanları, çalışma alanları var. Bizi bu gece salonda birleştiren duygu ki, aslında 16 Nisan günü sandıkta aynı duyguyu yaşatacak diye düşünüyoruz. Hepimizin ortak geleceği ülkemizin geleceği demektir” dedi.
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimlerinin bir daha tekrar etmemesi için yapısal bir değişikliğe ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Çiler “15 Temmuz, FETÖ çetesinin hain darbe girişimi, vesayetin son örneklerinden bir tanesi. Farklı bir versiyon, din kisvesi altında birtakım faaliyetler yapan, eğitim gibi masum faaliyetlerle kendini perdeleyen ama bir taraftan da millete güven veren bir yapı. Ancak devletin bazı güçlerini ele geçirip seçime gitmeden, millet demokratik bir program sunmadan ülkeyi yönetmeye çalışan bir grup. 15 Temmuz'da bu vesayetçi anlayışın tankla topla saldırdığını gördük. Bu vesayetçi anlayışı en iyi şekilde gösteren eylemler, Meclisimize ve külliyeye yapılan saldırılardır. Bu hain darbeyi yapanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisine saldırdılar ve Cumhurbaşkanlığı makamına saldırdılar. Her ikisi de aslında milli iradeyi temsil eden kurumlar. Geçmişte düşman uçaklarının yapmadığını, bu hain çete yaptı. Başka bir 15 Temmuz yaşanamaması için bu vesayetçi zihniyeti üreten ortamı değiştirmemiz lazım. 15 Temmuzların tekrarlanmaması için, yapısal değişiklikleri ihtiyaç var. Bu da anayasal yasal değişikliklerle olacaktır. Meclisimizin 15 Temmuz sonrası getirdiği yeni anayasa değişikliği paketi bunun bir ürünüdür. Bu değişim gerçekleşmezse yeniden vesayet odaklarının hortladığını göreceğiz. Yeniden birtakım yapıların güç kazandığını göreceğiz. Yapmamız gereken, anayasal değişime 'evet' diyerek, bu sürekli kriz üreten sistemi, vesayetçilere cesaret veren bu ortamı değiştirmemiz lazım. Niçin başarılı olamadılar 15 Temmuz'da? Çünkü çok güçlü bir liderimiz vardı. Recep Tayyip Erdoğan, Allah ondan razı olsun. Ona uzun ömür versin. Başımızdan eksik etmesin” dedi.