reklam
reklam
DOLAR 34,6185 % 0.16
EURO 36,2929 % -0.04
STERLIN 43,5415 % 0.07
FRANG 39,0270 % 0.05
ALTIN 2.916,27 % -0,06
BITCOIN 94.524,33 -3.567

Özgür Kaya “Geleceğimizle İlgili Bir Yol Ayrımındayız”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Özgür Kaya “Geleceğimizle İlgili Bir Yol Ayrımındayız”
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya ve beraberindekiler Büyükkarıştıran Beldesi’ni ziyaret ederek vatandaşlara Cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında görüşlerini aktardılar.

Büyükkarıştıran Beldesinde yaşayan vatandaşlara başkanlık sistemi hakkında fikirlerini aktaran CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya “Açıklanan işsizlik istatistikleri 6,5 milyon insanın her gün yaşadığı karanlığı, umutsuzluğu bir kez daha hepimizin gözleri önüne serdi. Kendi yandaşlarının ekonomisini ve kendi siyasi geleceğini her şeyden daha önemli gören Saray düzeninin vatandaşı nasıl da yok saydığını gösteren gerçekler rakamlarla bir kez daha ortaya kondu.
80 milyona bu iktidar anlayışının dayattığı ekonomik düzen 6,5 milyon kişinin işsizliğinin sorumlusu. Yaşanan işsizlik, yandaşlarının batık projelerini vatandaşa istihdam yaratacak ve çağı yakalayan üretim ekonomisinden daha önemli gören bu Saray düzeninin çöküşünün de ispatı.
Türkiye 16 Nisan’da bir tercih yapacak. Ya bu çöken düzenle devam etmeye karar verecek, ya da bu düzeni değiştirmeye ve kalkınan, istihdam yaratan, üreten ve adil bölüşen yeni bir Türkiye hikayesini yazmaya başlayacak. Milletimize 16 Nisan’da sorulacak soru ‘’bu düzen devam etsin mi?’’ sorusu olacak. Yanıtı aşikar. Hayır. 6,5 milyon kişiyi işsiz bırakan bu düzen devam etmesin, etmeyecek de.
TÜİK’in açıkladığı 2016 yılı Kasım ayı İş Gücü İstatistikleri, resmi işsizlik oranının Kasım ayında son 7 yılın zirvesine çıkarak yüzde 12,1’e ulaştığını ortaya koydu. Şu anda resmi rakamlara göre 3 milyon 715 bin kişi işsiz. Umudunu kaybetmiş, çalışmaya hazır vatandaşlarımız ve zamana bağlı eksik istihdam edilenler de dahil edildiğinde gerçek işsizlik yüzde 20’ye, gerçek işsiz sayısı da 6 milyon 508 bine ulaşmış durumda.
Yani şu anda 6.5 milyon vatandaşımız işsiz, mutsuz, umutsuz ve evine ekmek götüremiyor. Bu, 6.5 milyon hanenin karanlığı demek.
Bu korkutucu gerçekler, Türkiye’nin 2,5 yıldır yaşıyor olduğu Saray düzeninin devam etmesi durumunda hepimizi nasıl bir geleceğin beklediğini de gösteriyor. Bu anayasa değişikliği fiilen yaşanıyor olan bu Saray düzeninin devam edip etmeyeceğini soruyor vatandaşa. Hayır diyeceğimiz işte bu fiili başkanlığın hepimize dayattığı işsizlik, yokluk, yoksulluk ve karanlık. Veriler fiili başkanlık döneminde yani 2014 Ağustos’tan beri işsizlik bilançosunun gittikçe ağırlaştığını gösteriyor. Ağustos 2014’te yüzde 10,1 işsizlik oranıyla başladığımız fiili başkanlık döneminde, işsizlik oranı 2 puan artışla yüzde 12,1’e ulaşmış durumda. Ağustos 2014’ten 2016 yılının Kasım ayına kadarlık 2 yıl 3 aylık sürede, işsiz sayısı 771 bin kişi arttı. Bu işsizlik oranı 2008-2009 ekonomik krizinden sonra yaşanan en yüksek işsizlik oranı, ve neredeyse o kriz dönemine de hızla yaklaşıyor. Bütün bu korkutucu gelişmeler şunu gösteriyor: Türkiye geleceğiyle ilgili bir yol ayrımında. Düzenin devam ettiği, yoksulluk ve yokluğun yaygın kitlelerde yaşandığı karanlık bir Türkiye mi, yoksa düzeni değiştirecek özgüveni olan, kalkınan, büyüyen, refahını adaletli, eşit bir biçimde paylaşan bir Türkiye mi?
Bu tercih, bir gelecek tercihidir. Bu tercih siyaset üstü, ideolojiler üstü bir tercihtir.

Ülkemizde esnafın, çiftçinin, çalışanların, emekçilerin sorunları giderek katlanıyor. Hükümet de bunun farkında olacak ki bugün "Esnaf Ahilik Sandığı" adı altında bu yasada bir düzenleme içinde. Ancak, ne yazık ki, esnaf örgütleriyle bu konuda yeterince istişarede bulunulmadan hazırlandığı için esnafın sorunlarına çözüm olacak bir düzenleme değil. Esnafların sorunlarını bertaraf etmek için AVM’lerle ilgili ve buna benzer düzenlemeler yapılacağı yerde, esnaflar için şimdi bir sandık düzenlemesi yapılıyor; primini ödeyen esnaftan yüzde 2 oranında prim kesilecek, bunun yanında, devlet de yüzde 1 oranında verecek ve bir fon oluşacak. Bu fonda işini yitiren esnafa destek olunacak ama bunun da şartları var: Son yüz yirmi günde primini ödeyecek. Düzenli primini ödeyen bir kişinin o tür bir mağduriyet yaşaması beklenebilecek bir durum da değil ama görünen o ki Hükümet kendi getirdikleriyle esnafların sorunlarının çözülemediğinin farkına vardı, esnafa esnafı destekletmek üzere bir fon oluşturmaya kalktı. Esnafa 30 bin lira kredi verileceğini belirttiklerinde, geçtiğimiz yıl, getirdikleri ipotekti, kefildi ve bunun yanında banka borcu olmaması uygulamasıyla 1 milyon 750 bin esnaftan ne yazık ki 43 binine o desteği sağladılar. Buraya gelindiğinde esnafın sorunu çözülecek gibi yansıtılanlar, alana gittiğinizde esnafın sorunu olarak karşınıza çıkıyor. Demirciler odamızla görüştüm, kahveciler odamızla görüştüm. Bunlar tamamen destek dışındalar. Desteklerden faydalanmak istiyorlar, bu bağlamda, Hükümetin oluşturmaya çalıştığı Ahilik adı altında Esnaf Ahilik Sandığının yine sorunları çözecek bir çalışma olmadığını belirtmek istiyorum. Bu daha düzenli kılınabilir, esnafın sorunlarını aşmada faydalı bir hâle getirilebilirdi. Esnafın, çiftçinin, işçinin, emeklinin, engellinin sorunlarına çözüm bulma yerine, yapıyormuş gibi davranarak günü ertelemek bu ülkenin yararına olmuyor. Esnaf iş yerini kaybediyor, işçi işini kaybediyor ve yaşanan sorunlar katlıyor. Alana gittiğimizde de bize bunlar anlatıldığında buraya gelip komisyonlarda olan arkadaşlarımız eliyle katkı vermeye çalıştığımızda ne yazık ki Hükümet bildiğini okuyor, yanlış yaptığını gördükten sonra tekrar tekrar birden fazla da bunların üzerinde çalışma yürütüyor. Çiftçinin ve esnafın sorunları, sıkıntıları gerçekten artık dayanılmaz boyutlara erişti. Köylerden göçler yoğunlaştı çünkü ürettiği para etmeyince şehirde iş aramaya gidiyor ama şehirde de iş yok. Bu nedenle, işsizimizin sorunlarının arttığı süreçte Hükümetin daha ciddi önlemlere yönelmesini, tavsiye ediyorum.
Biz, siyasi görüşü ne olursa olsun, ülkesiyle ilgili gelecek hayali olan herkese bir kez daha şu çağrıyı yapıyoruz: Kalkınan, büyüyen, refahını adaletli, eşit bir biçimde paylaşan, evine ekmek götürebilen, yüzü gülen bir Türkiye’yi, gelin birlikte Hayır’larla yeniden kuralım” dedi.