reklam
reklam
DOLAR 34,5467 % 0.18
EURO 36,0147 % -0.62
STERLIN 43,3470 % -0.52
FRANG 38,6490 % -0.66
ALTIN 3.005,46 % 1,47
BITCOIN 97.953,82 -0.473

“Osmanlılarda Ateşli Silahlar ve Askeri Dönüşüm” Konusu Anlatıldı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
“Osmanlılarda Ateşli Silahlar ve Askeri Dönüşüm” Konusu Anlatıldı
reklam

Kırklareli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü tarafından düzenlenen tarih konferansları serisinin yedincisinde; “Osmanlılarda Ateşli Silahlar ve Askeri Dönüşüm” konusu ele alındı.

İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özgür Kolçak’ın konuşmacı olduğu konferansı; akademik ve idari personel ile öğrenciler dinledi.

Yrd. Doç. Dr. Özgür Kolçak, konferansında Osmanlı Devletinin son dönemlerinde padişahların sefere katılmamalarının ateşli silahların Osmanlı envanterine girmesiyle ilgili olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Son dönemlerde Osmanlı padişahları bırakın esir düşmeyi, yaralanmayı artık seferlere katılmamaktadır bile. Bu durum Osmanlı tarihi dönüşümüyle ateşli silahların Osmanlı envanterine girmesiyle ilgilidir. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman ordularıyla savaşa çıkan padişahlardır. Ancak ordunun önünde değil, ortasında duruyorlardır. Bu sembolik bir şeydir. Çünkü Osmanlı siyasi yapısı merkezileşmektedir. Herkes bilir ki imparatorluğa dönmüş ya da dönmek isteyen siyasi yapılarda iktidarı elinde bulunduran, genelde tek bir merkezde toplayan kişi savaş esnasında yaralandığı ya da öldüğü vakit devlet mekanizmasının büyük ölçüde çatırdama riski vardır. Bu yüzden artık hükümdarları feda edemez hale gelirsiniz. Yani ortaçağların aksine erken modern dönemde bu tabirler önemlidir. Tekrar söylemek gerekirse yavuz sultan selim ve kanuni sultan Süleyman seferlere çıkar ancak artık çadır kurdukları yer bile askerlerin ortası olmuştur.

İmparatorluğun son dönemlerine doğru saray beyefendiliği ortaya çıkmıştır. Bu beyefendiler savaşlara artık katılmazlar. Osmanlı tarihinde 1500 ile 1700 yılları arasına baktığımız zaman büyük bir asker artışı vardır. Bunları tarihçilere sorduğumuz zaman doğal seyir derler. Çünkü nüfusun artmasıyla ve ülkenin büyümesiyle birlikte asker sayısı da çoğalacaktır. Yeniçerilerin tamamının ateşli silah kullanması beklenmiyordu. Niyet, istek ve teori ateşli silahların kullanımına göre inşa edilmemiştir. Bu, Osmanlı Devletinin teknolojik anlamda kendini geri çekmesi olarak yorumlanamaz. Çünkü ok kullanımı ateşli silah kullanımına göre daha iyi bir silahtır. Bu konuyu şöyle açacak olursak ateşli silahlar çelik zırhı uzun mesafede delemez. Ancak yakından çıplak bölgeye ateş edildiğinde etkilidir. Ancak ok atıldığından ivme kazanarak hızlanır ve çelik zırhı delebilir. Bir de şu yön vardır ateşli silahların o dönemde kullanılması zordur. Çünkü barut ve mermi koyulup yakılması gerekmektedir.  Bu da epey bir zaman almaktadır; ancak ok öyle değildir. Daha hızlı hareket edebilirsiniz.”

Konferans, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mesut Ayar’ın, İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özgür Kolçak’a teşekkür ederek hediye takdim etmesiyle sona erdi.