Ak Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz geçtiğimiz gün Kırklareli’ye bağlı köylerde muhtarlık vazifesini icra eden vatandaşlarla bir araya geldi.
Atatürk Parkında muhtarlar ile birlikte çay içen Vekil Minsolmaz, daha sonra muhtarlara 16 Nisan tarihinde halk oylamasına sunulacak olan anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Şu anki anayasaya göre Cumhurbaşkanının hiçbir sorumluluğunun olmadığını dile getiren Vekil Minsolmaz “Biz diyoruz ki Cumhurbaşkanının yetkilerinin yanında sorumluluğu da olsun. Türkiye çift başlılıktan kurtulup istikrarlı bir idare sistemine kavuşacak. İstikrarsız, Türkiye'ye vakit ve güç kaybettiren, milletvekillerinin istifası üzerine kurulan koalisyon dönemi artık olmayacak. Bürokratik vesayetle mücadele edeceğiz ve bitireceğiz. Halkın egemenliğine ortak yok. Akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve siyasetçiler olmak üzere hep beraber bir anayasa taslağı hazırladık. Fakat o anayasa taslağını hazırladık diye partimiz aleyhine kapatma davası açıldı. Sonuçta Türkiye 2 sene zaman kaybetti. 2011 yılında bir daha hamle yaptık. Mecliste siyasi partilerin tamamının katıldığı bir komisyon oluşturalım, o komisyon anayasa taslağı hazırlasın dedik. 2011'den 2015'e kadar çalıştılar ama maalesef hiçbir çözüm ortaya konmadı. Neden? Çünkü diğerlerinin anayasanın tamamının değiştirilmesiyle ilgili iradesi ve talebi yoktu. Bu topraklarda bin yıldır birlik içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşıyoruz. Selahaddin Eyyubi'nin ordusunda da beraberdik, Sultan Alparslan'ın ordusunda da beraberdik, Kut'ül Amare'de İngilizlere karşı mücadele ederken de beraberdik. Çanakkale'de yedi düvele karşı ülkemizi savunurken de beraberdik, Cumhuriyeti de hep birlikte kurduk. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle ve inşallah ilelebet de bu topraklarda birlik içerisinde, beraberlik içerisinde, kardeşlik içerisinde, İslam'ın, bütün mazlum ve mağdurların bayraktarlığını yaparak yaşamaya devam edeceğiz. Bizim en büyük gücümüz birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz. Bugüne kadar bizim sırtımızı yere getiremediler, bundan sonra da Allah'ın izniyle getirmeleri mümkün değil. Bunun teminatı başta şehitlerimizdir, gazilerimizdir, muhtarlarımızdır, milletimizdir. Biz buradan güç alıyoruz. Biz çelik gibi birliğimizi ve beraberliğimizi korumaya mecburuz. Demokrasi uygulamalarında sonuç alamayanlar, demokratik olmayan uygulamaları devreye soktular. Ekonomik uygulamaları devreye soktular. Diplomatik uygulamaları devreye soktular. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bugün yapılmak istenen 'hilal ile haçın savaşı'dır. Bu savaşı tekrar canlandırmaya çalışıyorlar. Geçmişte Ortadoğu'da ülkeler cetvellerle sınırlar çizilirken Türkiye müdahale edememiş. Şimdi 'Ortadoğu'yu şekillendirirken bizden izinsiz bir şey yapamazsınız' diyen bir Türkiye’yi ve 'Benden izinsiz bir şey yapamazsınız' diyen bir Recep Tayip Erdoğan’ı hazmedemiyorlar. Bizim bir tane vatanımız var. Bir tane bayrağımız var. Bu bayrağı ve bu ülkeyi yok etmek için çalışanları biz çok iyi biliyoruz. 15 Temmuz’u da çok iyi gördük ondan sonraki sürecide çok iyi gördük. Onun için ülkemizin geleceğiyle ilgili verilecek bu önemli kararı hepimizin çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Bu memleket meselesidir. Hayır çıkarsa kimlerin sevineceğini çok iyi biliyoruz. Terör örgütü de ülkemiz üzerinden plan yapan İsviçre, Hollanda Avusturalya, Almanya oradaki yöneticiler de sevinecek. İster onları sevindirin ister milleti sevindirin. Açın 18 maddelik anayasa değişikliği metninin tam halini okuyun. Sonra sandığın başına geçtiğinizde elinizi vicdanınıza koyarak, terörü destekleyen ve onlara arka çıkan Avrupa’yı mı sevindirmek istiyorsunuz? Yoksa milletinizi mi sevindirmek istiyorsunuz? Bunun kararını verin” dedi.