reklam
reklam
DOLAR 34,2906 % 0.16
EURO 37,0922 % -0.36
STERLIN 44,6008 % -0.04
FRANG 39,5736 % 0.02
ALTIN 3.029,35 % 0,58
BITCOIN 67.140,01 -0.835

Alper Çiler “Milletin Oyuyla Seçilen Tek Adam Olur Mu?”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Alper Çiler “Milletin Oyuyla Seçilen Tek Adam Olur Mu?”
reklam

Ak Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler Vize İlçesi’nde düzenlenen belde, köy ve mahalle muhtarlarının katıldığı kahvaltı programında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.

Çok sayıda muhtarın katılım sağladığı kahvaltı etkinliğinde konuşan Ak Parti Kırklareli İl Başkanı Alper Çiler “Bölgenin coğrafyası yeniden şekilleniyor. Bu değişimde Türkiye'nin güçlü olması, ayakta kalması gerekiyor. Aksi halde sadece kendi ülkemizle ilgili gelecek sorunlarını yaşamakla kalmayacağız, bölgedeki otorite boşluğunun, bölgedeki yönetim zafiyetlerinin ve karışıklıkların bedelini de ödemek mecburiyetinde olacağız. Böyle kritik bir zaman dilimi içerisindeyiz. Türkiye'ye yönelen eleştirilere dikkatlice bakın, içerde ve dışarıda, bunları iyi okumak lazım. Dünyanın gelişmiş ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkesi Türkiye'de yapılan işlerin olumsuz algılanması için her şeyi yapıyorlar. Onlara göre Türkiye hiçbir işi doğru yapmıyor. Türkiye gittikçe otoriterleşiyor, Türkiye gittikçe demokrasiden uzaklaşıyor. Onların anladığı demokratikleşme, gelişme, onlar ne söylerse, onlar ayağını kaldırdığında, onların izine Türkiye'nin basması, anladıkları budur. Edilgen bir ülke, Türkiye edilgen olsun. Türkiye'nin dünya meseleleri, bölge meseleleri hakkında öngörüsü olmasın. Başkaları senaryoyu hazırlasın, Türkiye de bunun içinde bir rol alsın, bunu yapmak isteyenlerin sırtında yumurta küfesi yok. Avrupalı devletler referandum ile ilgili olumsuz kampanya düzenlemeye devam ediyorlar. Türkiye niye bu değişikliği yapıyor, niye böyle bir yönetim sistemi değişikliğine gidiyor? Size mi soracağız, siz oy mu vereceksiniz, oy hakkınız mı var? Bunun kararını 80 milyon vatan evladı verir, siz veremezsiniz. Herkes yerini yurdunu bilecek, yönetmeye kalkmayacaksınız, fikirlerinizi söyleyin, konuşalım. Türkiye'nin geleceğine kasteden, Türkiye'nin askerine kurşun sıkan, Türkiye'nin güvenliğini zaafa uğratan terör örgütleriyle iş yapacaksınız, ondan sonra Türkiye'nin müttefikiyiz diye ortada dolaşacaksınız, böyle bir şey yok. Türkiye güçlü olmak zorunda, bölgede herkes umudunu Türkiye'ye bağlamış durumda. Türkiye'nin güçlü olmasının yolu da birliği beraberliği, 80 milyonun kardeşliğidir. Birleştiren, kutuplaştıran değil, bir araya getiren, farklılıkları zenginlik olarak gören, hoşgörüsü gelişmiş, hedeflerini Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu hedefler olarak belirlemiş bir Türkiye. Biz bu Türkiye'nin hayaliyle çalışıyoruz, 15 yıl bunu yaptık. 15 yılda 1 Türkiye'yi 3 Türkiye yaptık. Ülkeleri sayarlar ve diğerleri diye geçerdi. Diğerleri değil, Türkiye dünyanın ekonomisine yön veren 20 ülke arasında. Türkiye bölgedeki politikaların kararını veren ilk 3 ülke arasında. Ülkemizin önemini, ülkemizin gücünü lütfen görelim. Anlamsız, faydasız çekişmelerle hem ülkemize yazık ediyoruz hem de geleceğimize olumsuz katkı sağlıyoruz. Bunu Türkiye hak etmiyor. Bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye'de üretimde güven endeksi artıyor, Türkiye'de ihracat artıyor. Türkiye'de 2017'nin ilk çeyreğinde, ilk 3 ayında göstergeler gittikçe iyiye gidiyor. Dünya, Türkiye'nin geleceğini ekonomik olarak satın aldı ama bizdeki bazı çevreler hala ülkesinin potansiyelini görmekten aciz. Biz yanlış karar verdik, bizim kararımızı da düzelten hep millet oldu. Bu milletin ne yapmaya kadir olduğunu 15 Temmuz gecesi gördük. Bu bayrağı indirmedi, bu ezanları dindirmedi. Böyle asil milletin evlatlarıyız. Dünyada başka bir millet yok, Amerika anlamıyor 'Bu darbeyi siz nasıl önlediniz'. Avrupa şaşkınlık geçirdi, bu darbe var mı yok mu nasıl oldu, 3 gün sus pus. Bir şey konuşmadılar. 4. gün dedikleri çok ilginç, 'Bu darbecileri fazla hırpalamayın'. Peki, 249 şehidin hesabını kim verecek, 2 bin 194 yaralı gazinin hesabını kim verecek? Burada biz bir yönetim sistemi değişikliğine gidiyoruz. Sürekli güçlü iktidar çıkaran, istikrarı kalıcı hale getiren cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, işin adı bu. Bunda ne tek adamlık var, ne padişahlık var. Tek adam nerede olur? Milletin oyla, seçimle getirdiği yerde tek adam olmaz, partilerin seçime girdiği yerde tek adam olmaz. İki dönemden fazla görevde kalamıyorsan tek adam olmaz. Bunları doğru anlatmak lazım. Meclisin hem yasama hem denetleme yetkisi var. Seçilen cumhurbaşkanının, görevlendirilen bakanların Meclise hesap verme mecburiyeti var, mahkemelere, millete hesap verme mecburiyeti var. Böyle bir şey yok. Onun için söylenenlerin müthiş bir bilgi kirliliğine sebep olduğunu bilmenizi istiyorum” dedi.