reklam
reklam
DOLAR 34,4660 % 0.06
EURO 36,3693 % 0.15
STERLIN 43,5874 % 0.26
FRANG 38,8304 % 0.12
ALTIN 2.866,01 % 1,02
BITCOIN 90.723,05 0.039

Genel Başkan’ın Açıklamaları Paylaşıldı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
reklam

Merkez İlçe Başkanlığı, Kırklarelili partilileri bilgilendirdi.

Milliyetçi Hareket Partisi Kırklareli Merkez İlçe
Başkanlığı, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin Haftalık olağan Meclis Grup
Toplantısında gerçekleştirdiği konuşmayı vatandaşlara paylaştı. Merkez İlçe
Başkanlığı tarafından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı;

 

“ABD ve Avrupa ülkelerinin inatçı faiz artırımları,
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’yla IMF’nin yüksek faiz
kaygısı, bununla mündemiç küresel ekonomiyi çembere alan resesyon tehlikesi,
aynı zamanda gıda ve enerji güvenliğinde yaşanan darboğazlar sıkıntılı bir
sürece açıkça işarettir.

 

Küresel ekonominin bu yıl için tahmin edilen büyüme oranının
yüzde 3,2’ye, 2023 için de yüzde 2,9’a düşürüleceği İMF Başkanı tarafından
açıklanmıştır.

 

Ayrıca Rusya’dan Almanya’ya direkt olarak doğalgaz taşıyan
hatlar olan Kuzey Akım 1 ile Kuzey Akım 2’de meydana gelen sızıntılar, üstelik
bu sızıntıların sabotaj neticesinde olabileceğine dair iddialar enerji alanında
kargaşa ve kutuplaşmaya yeni bir boyut katmıştır.

 

Artık enerji ihtiyacını güvenceye alma stratejisinin
önümüzdeki dönemde dış politikaların ana parametresi olacağı anlaşılmaktadır.

 

Enerji güvenliğinin dört ayağı vardır: Birincisi, enerji
kaynağının mevcudiyeti,

İkincisi, enerji kaynağına kesintisiz erişim,

Üçüncüsü, enerjinin uygun maliyeti,

Dördüncüsü de, enerjinin kabul edilebilirliğidir.

Bunlardan birisi yoksa enerji güvenliğinden bahsetmek mümkün
değildir. Bugünkü zaman diliminde küresel ölçekte enerji tüketiminin yaklaşık
üçte ikisi petrol ve doğalgaza dayanmaktadır.

 

Enerjinin rezerv ve tüketim noktaları arasında güvenli
iletimi her ülke için stratejik hedeflerden birisi haline gelmiştir. Avrupa’ya
enerji nakleden kuzey rotası artık güvensizdir.

 

Enerji jeopolitiği açısından gelişmeleri yorumladığımızda,
Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Kafkasya’daki zengin gaz ve petrol kaynaklarının
Avrupa’ya taşınmasında en emin ve güvenli terminal Türkiye’dir.

 

Ukrayna, Polonya ve Baltık Denizi’ndeki tehditleri ve
belirsizlikleri dikkate aldığımızda Hazar Bölgesi’nden Avrupa’ya ulaşan TANAP,
diğer yandan Rusya’dan çıkıp Türkiye’den geçerek Avrupa’yla buluşan Türk Akım
en emniyetli hatlara dönüşmüştür.

 

Ülkemizin Libya ile imzaladığı hidrokarbon anlaşması da
tarihi nitelikte olup Batılı ülkeleri bir hayli rahatsız etmiştir. Enerjinin
üretimi, tedariki ve iletimi konusunda mukayeseli avantajları olan ülkeler
büyük bir koza sahip duruma gelmişlerdir.

 

Türk Akımının hedef alındığına yönelik iddialar da dikkatle
takibi gereken bir tehdittir. Bu iddianın sahibi Putin, suçlanan ülke de
Ukrayna’dır.

 

Rusya ile Ukrayna arasında; askeri, enerji ve iletişim
altyapılarına uzun menzilli yüksek hassasiyetli füzelerle yapılan saldırıların
ağır maliyetleri olacağı şüphesizdir. İki ülkenin de aklıselim bir çizgiye
gelmesi bölge ve dünya barışı adına bir mükellefiyettir.

 

Diğer yandan Yunanistan’a enerji taşıyan hat TANAP’tır.

 

Bu ülkenin Türkiye’ye parmak sallamaktan vazgeçip sabrımızı
taşırmaktan uzak durması enerji güvenliği açısından lehine bir durum olacaktır.

 

Avrupa ülkeleri bu kış nasıl ısınacaklarını, nasıl aydınlanacaklarını
kara kara düşünmektedir.

 Çok şükür Türkiye’nin
böyle bir sorunu, böylesi bir korkusu asla yoktur.

 

Zillet ittifakı kuru gürültü yapsa da, ülkemiz enerji
jeopolitiğinde kilit bir aktördür, tatbik ve temin edilen aktif, dengeli, milli
ve çok boyutlu dış politika milletimize refah ve huzur olarak yansımaktadır.

 

Zillet partilerinin Türkiye’nin büyüklüğünü anlayacak ne
basiretleri, ne siyasetleri, ne de ufukları vardır. Zira her şey ortadadır.

 

Türkiye’nin Putin’e teslim olduğunu vahim, cehil ve çürük
bir dille ileri süren İP Başkanı’nın bu işleri zaten kafası almaz, devleti,
milleti, dış politikayı bilmesi de söz konusu olamaz. Rusya ile Ukrayna
arasındaki savaşta taraf tutan, Türkiye’yi bir kampa yerleştirmeye, dahası
cepheye sürmeye çalışan zillet ittifakının ilkel dürtülere, iradesiz
politikalara rehin düştüğü tartışmasızdır. Rusya ile Ukrayna arasında Türkiye
şayet bir tarafsa, bu da barışın, huzurun, silahların susmasının tavizsiz
tarafıdır. İç ve dış odaklar bu sabit gerçeği kesinlikle ihlal edemeyecektir.
Allah muhafaza, Türkiye’yi zillet partilerinin koalisyonu yönetiyor olsaydı,
ABD’nin sınır devriyesi, ileri karakolu, tetik çeken eli olmaya ne kadar
hevesli oldukları çok büyük badire ve belalar eşliğinde görülür ve ortaya
çıkardı. Türkiye’yi yönetmek için mangal gibi yürek lazımdır. Türkiye’yi
yönetmek için milli onur ve milli mensubiyet şuuru şarttır.”