Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli Milletvekili Türabi Kayan referandum sürecinde vatandaşları bilgilendirmeye devam ediyor.
Partisinin Kofçaz’da bulunan binasını ziyaret ederek partililer ile bir araya gelen Vekil Kayan “Dünyadaki en kötü şey korkaklıktır. Gün cesaretli olma ve özgüvenle hareket etme, inanma zamanıdır. Korkunun bizi yönetmesine izin vermemeliyiz. Bundan daha kritik bir dönem olamaz. Bugün hareket etmeyeceksek ne zaman harekete geçeceğiz? Birisinin ’Türkiye’deki demokrasiyi yıkıyorum.’ demesini mi bekleyeceğiz? Bu, demokrasinin rafa kaldırılmasıdır. Asla birbirimizi eleştirmeden bu işi nasıl kotaracağımızı düşüneceğiz. Başka türlü bunun altından kalkmamız mümkün değil. OHAL ile her şeyin yapısının değiştirildiğini kaydederek toplumun genetiği değiştiriliyor. Milletvekillerinin yetkisi elinden alınıyor. Bu bir hırsızlıktır. Esaret yaşarken bu kadar zorlanmamıştım. Buna bir cevabımız olmalı. Milli irade fetişizmini onlara dar etmeliyiz. Milli iradenin bunu istemediğini onlara göstermeliyiz. Ben halka güveniyorum. Umudun ışığı sönmedi. Halk daha son sözünü söylemedi. Bölgede nüfusu 5-10 milyonu geçen devlet istenmiyor. Bölgede İsrail’in güvenliği ve ABD çıkarları için büyük devlet kalsın istemiyorlar. Korkularımız var. Korkularımızı tavan yaptıracak eylemler görüyoruz. Bu kadar hassas bir coğrafyada bütün yetkiyi nasıl güvenip bir kişiye vereceğiz? Adına önce Başkanlık dedikleri, sonra tepkileri görünce değiştirerek ‘Cumhurbaşkanlığı’ olarak piyasaya sürdükleri bu sistemin dünyadaki demokratik başkanlık sistemleriyle de bir alakası bulunmuyor. Bu sistem tek kelimeyle “Seçilmiş Diktatörlüktür.” ABD tipi başkanlık getireceğiz diye işe başladılar, Türk tipine döndüler, son olarak Afrika tipi, Gambiya modeli başkanlık öneriyorlar. Bir kişi seçilecek ve beş yıl boyunca bütün ülke tek bir kişinin iki dudağının arasında olacak ve bu süre zarfında denetlenemeyecektir. İddia ediyorum bu sistemi Avustralya’daki Aborijin yerlilerine anlatsak onlar bile itiraz eder bu işe. Aborijin kabilelerindeki şeflerin bu kadar yetkisi yoktur. En azından hata yapınca kabileye hesap veriyorlar hatta kararlar ortak alınıyor. İddia ediyorum AKP ve Devlet Bahçeli tarafından önerilen bu sistemi Avustralya’da yaşayan Aborijin yerlilerine anlatsak ve desek ki ‘Sizin kabile şeflerine bu yetkileri verelim’ onlar bile şaşar bu işe ve itiraz eder. Bizde ise başkan hesap sorulamaz bir kişi haline getirilmek isteniyor. 2000 bin yıl önce Türk boylarında kağanlar bile tek başına karar alamaz, ‘Ak Saçlılar’ denilen boyun yaşlılarına danışırdı. Bu sistem gelirse başkan, kabile şeflerinde bile olmayacak bir sorumsuzluğa kavuşacak. Başkanlık sistemi dünya üzerinde uygulandığı 25 ülkeden 20’sinde diktatörlüğe dönüşmüştür. Bizde de uygulanırsa 21’ncisi olacaktır. Kazakistan bile başkanlık sisteminden vazgeçerek, Meclis’i güçlendirme kararı alırken, bu sistem 150 yıllık parlamento geçmişi olan Türkiye’ye en beter haliyle dayatılıyor. Adeta ‘Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine’ durumu yaşanıyor. Türkiye’nin Afrika ülkelerine değil de yaşadığınız Avustralya’ya benzemesi için demokrasiye sahip çıkmalıyız. Her birinizi ülkemizin hayrı için ‘Hayır’ demeye davet ediyorum. Hepiniz Türkiye’deki yakınlarınızı ‘Hayır’ deme noktasında ikna etmek için çalışmalısınız” dedi.