Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanlığı geçtiğimiz gün Ahmetbey Beldesi’nde bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Gerçekleştirilen toplantıda konuşan CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya “Kapı kapı dolaşıp halkımıza değişikliklerin ’tek adamlık’ ve ’parti devleti’ getireceğini yılmadan anlatacağız. Çünkü yapılmak istenen bir siyasi parti meselesi değil, onun üzerinde bir memleket meselesi, vatan melesi, demokrasi meselesi. Bu değişiklik onaylanırsa parlamento etkisiz, yetkisiz ve aciz bir duruma gelecek. Anayasamızda yazar ‘Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir’. Cumhurbaşkanı yüzde 51 oyla seçildiğinde milletin yüzde yüzünü temsil eden Meclisi ben seni istemiyorum feshedebiliyorum diyebilecek. Böyle demokrasi olmaz. Demokrasilerde parlamento en önemli kurumdur, milletin temsil edildiği yegane yer parlamentodur ve demokrasinin de olmazsa olmazıdır. Bu ülkede huzur ve refah isteyen, barış ve gelecek endişesi olmadan yaşamak isteyen Cumhuriyetine, milletine, vatanına, bayrağına sahip çıkanlar bu referandumda hayır diyecek. Bu Anayasa değişikliğini getirmek isteyenler evet denmesini istiyor da; peki vatandaş neden evet diyecek? Bu değişiklik bu ülkeye ne iyilik getirecek? Neden evet denmesi için bir tane geçerli sebep söyleyemiyorlar? ‘Terör bitecek’ diyorlar. 15 yıldır tek başınıza iktidarsınız. Terörle ilgili hangi kanunu, yasayı çıkarmak istediniz hangi kararı almak istediniz de alamadınız? Bir söyleyin. Dolayısıyla terör bitecek savı hiçbir dayanağı olmayan tam bir yalan. Tek adam gelirse nasıl çözecek terörü? 1923 öncesi olduğu gibi el ele kol kola mücadele etmeliyiz. Bu bir sistem değişikliği değil rejim değişikliği. 1923 öncesi bu vatanın kuruluşu ve kurtuluşunda nasıl bir heyecan ve birlik varidiyse bugünde bu değişikliğe karşı el ele kol kola olunması gerekiyor. Çünkü bir karşı devrim hareketidir. Anayasa değişikliğine Hayır demek Bağımsız Cumhuriyetimizi dimdik ayakta tutacak. Siyasi parti kimliğimizden öte yurttaş kimliğimizle bu ülkeye bu vatana bu millete bu bayrağa ve tabi ki demokratik laik sosyal hukuk devletine ve güçlü bir parlamenter demokrasiye sahip çıkmamız gerekir. Ülkücüsünden, muhafazakarına, mütedeyyinine, dindarına ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım diyen herkesin duyarlı olması gerekiyor. Bu seçimde geleceğimiz, demokrasimiz oylanacak. Bir oy bir oydur. Sen yoksan bir eksiğiz. Senin oyunla referandumu kazanabilir anlayışıyla herkesi sandığa taşımamız lazım. Geleceğimize sahip çıkmak için muhakkak sandığa gidelim. Millet egemenliğine son veren Anayasa değişikliğine geçit vermeyelim. Ülkemizde esnafın, çiftçinin, çalışanların, emekçilerin sorunları giderek katlanıyor. Hükümet de bunun farkında olacak ki bugün "Esnaf Ahilik Sandığı" adı altında bu yasada bir düzenleme içinde. Ancak, ne yazık ki, esnaf örgütleriyle bu konuda yeterince istişarede bulunulmadan hazırlandığı için esnafın sorunlarına çözüm olacak bir düzenleme değil. Esnafların sorunlarını bertaraf etmek için AVM’lerle ilgili ve buna benzer düzenlemeler yapılacağı yerde, esnaflar için şimdi bir sandık düzenlemesi yapılıyor; primini ödeyen esnaftan yüzde 2 oranında prim kesilecek, bunun yanında, devlet de yüzde 1 oranında verecek ve bir fon oluşacak. Bu fonda işini yitiren esnafa destek olunacak ama bunun da şartları var: Son yüz yirmi günde primini ödeyecek. Düzenli primini ödeyen bir kişinin o tür bir mağduriyet yaşaması beklenebilecek bir durum da değil ama görünen o ki Hükümet kendi getirdikleriyle esnafların sorunlarının çözülemediğinin farkına vardı, esnafa esnafı destekletmek üzere bir fon oluşturmaya kalktı. Esnafa 30 bin lira kredi verileceğini belirttiklerinde, geçtiğimiz yıl, getirdikleri ipotekti, kefildi ve bunun yanında banka borcu olmaması uygulamasıyla 1 milyon 750 bin esnaftan ne yazık ki 43 binine o desteği sağladılar. Buraya gelindiğinde esnafın sorunu çözülecek gibi yansıtılanlar, alana gittiğinizde esnafın sorunu olarak karşınıza çıkıyor. Demirciler odamızla görüştüm, kahveciler odamızla görüştüm. Bunlar tamamen destek dışındalar. Desteklerden faydalanmak istiyorlar, bu bağlamda, Hükümetin oluşturmaya çalıştığı Ahilik adı altında Esnaf Ahilik Sandığının yine sorunları çözecek bir çalışma olmadığını belirtmek istiyorum. Bu daha düzenli kılınabilir, esnafın sorunlarını aşmada faydalı bir hâle getirilebilirdi. Esnafın, çiftçinin, işçinin, emeklinin, engellinin sorunlarına çözüm bulma yerine, yapıyormuş gibi davranarak günü ertelemek bu ülkenin yararına olmuyor. Esnaf iş yerini kaybediyor, işçi işini kaybediyor ve yaşanan sorunlar katlıyor. Alana gittiğimizde de bize bunlar anlatıldığında buraya gelip komisyonlarda olan arkadaşlarımız eliyle katkı vermeye çalıştığımızda ne yazık ki Hükümet bildiğini okuyor, yanlış yaptığını gördükten sonra tekrar tekrar birden fazla da bunların üzerinde çalışma yürütüyor. Çiftçinin ve esnafın sorunları, sıkıntıları gerçekten artık dayanılmaz boyutlara erişti. Köylerden göçler yoğunlaştı çünkü ürettiği para etmeyince şehirde iş aramaya gidiyor ama şehirde de iş yok. Bu nedenle, işsizimizin sorunlarının arttığı süreçte Hükümetin daha ciddi önlemlere yönelmesini, tavsiye ediyorum” dedi.