reklam
reklam
DOLAR 34,4667 % 0.07
EURO 36,3543 % 0.15
STERLIN 43,5933 % 0.3
FRANG 38,8346 % 0.14
ALTIN 2.871,53 % 1,22
BITCOIN 90.520,76 0.166

“Biz Hiç Unutmayız”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
reklam

MHP Merkez İlçe Başkanlığı Kırklarelili partililere konuşmaları aktardı.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin,
TBMM Grup Toplantısında konuşma yaptı. Toplantıda ülke gündemi konular hakkında
değerlendirmelerde bulunan Genel Başkan Bahçeli’nin konuşma MHP Kırklareli
Merkez İlçe Başkanlığı tarafından Kırklarelili partililer ile paylaşıldı.

Kırklareli Merkez İlçe Başkanlığı tarafından yapılan
paylaşımda şu ifadelere yer verdi;

 

“Daha güvenli, daha huzurlu, daha adil bir dünyaya ulaşmak
için açlıkla, yoksullukla, gelir ve servet dağılımındaki adaletsizliklerle
küresel çapta mücadele etmek insani ve vicdani bir görevdir.

 

Afrika’da yatağa aç giren çocuklar, denizlerde şişme
botların batmasıyla balıklara yem olan mazlum yavrular, etnik ve mezhep
çatışmalarıyla hayatları zindana dönen biçareler insanım diyen herkesin ve
hepimizin yüreğini sızlatmalıdır.

 

Küresel adalet ve merhametin kurumsallaşması, bu vesileyle
empati duygusunun işlevsel olmasıyla vicdan seferberliğinin coğrafyaları
kuşatması bir insan, bir medeniyet hakkıdır.

 

Türkiye dünya üzerinde bu hakkı en fazla gözeten, bu hakka
en çok riayet edip saygı gösteren ülke mevkiine tırmanmıştır. Beşeriyet barışa
ve huzura susamıştır.

 

Bir damla petrolü, bir metreküp gazı insan kanından, insan
hayatından, insan onurundan daha değerli addeden bir sefil anlayış derhal terk
edilmelidir. Kan kokusu almış bir köpekbalığından daha tehlikelisi petrol
kokusu almış acımasız ve zalim güçler değil midir?

 

Böylesi bir dünya nizamının, böylesi bir gezegen vasatının
kalbi selim olması, insana ve insan haysiyetine hürmet etmesi akıl karı mıdır?
Türkiye insan ve insanlık onurunu esas alarak ikmal ve icra ettiği siyasetiyle
umut adası gibi belirlemeye ve berrak bir şekilde sivrilmeye başlamıştır.

 

Tahıl Koridoru Anlaşması’nın son üç aylık mazisine
baktığımızda Ukrayna limanlarından kalkan 345 gemi toplam 7 milyon 700 bin ton
tahılı ihtiyaç sahibi ülkelere taşımıştır. Türkiye bu süreçte asla
unutulmayacak bir insanlık vazifesini deruhte etmiş, açlık çeken milyonların
çığlığını hem duymuş hem de duyurmuştur.

 

Rusya Federasyonu Başkanı Putin’in açıklamaları, Sayın
Cumhurbaşkanımızın aktif ve çok kulvarlı girişimleri Türkiye’nin bir gaz deposu
olmasını gündeme getirmiştir. Geçen hafta da vurguladığım gibi, kuzey
hatlarının güvensiz olması sebebiyle TürkAkım enerji güvenliğinin vazgeçilmez
bir öğesi haline gelmiştir.

 

Avrupa ülkelerinin ısınıp aydınlanması yakın bir gelecekte
Türkiye’nin takdir, temin ve kararıyla mümkün olabilecektir. Bu enerji
jeopolitiğinde stratejik bir güç noktasına hızla tırmandığımızın apaçık
resmidir.

 

Bu arada Avrupa Birliği Komisyonu’nun 12 Ekim 2022 tarihinde
yayımladığı 2022 yılı Türkiye Raporu baştan ayağa sübjektif, yanlı ve tarafgir
bir siyasetin mecmuu olarak hafızalarımıza kaydedilmiştir.

 

Terörle mücadelemize yönelik haksız ve hayasız ithamları
reddediyoruz. Siyasal sistemimize, siyasetçi ve yöneticilerimize asılsız
iddiaları reddediyoruz. Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs’ta Rum ve Yunan tezlerini
sahiplenen marazi bakış açısını reddediyoruz. Kıbrıs Türklerinin yok
sayılmasını reddediyoruz.

 

Rusya-Ukrayna savaşı kapsamında, AB’nin uyguladığı
yaptırımlara Türkiye’nin katılmamasını eleştiren ucuz yaklaşımı reddediyoruz.

 

AB’nin barışın değil savaşın yanında konuşlanmasını da
bütünüyle reddediyor, 2022 Türkiye Raporu’nu gıyaben yırtıp atıyor,
muhataplarının başına da külah olarak geçiriyoruz.

 

Ülkemiz iyi niyetle, yapıcı, olumlu ve pozitif bir siyaset
marifetince, dostane ve iyimser bir diyalog ekseninde duruş ve tutum
gösterirken, AB’nin bunu görmezden gelmesi, her fırsatta Türkiye’yi kötü
gösterme densizliği ayıptır, yanlıştır, günahtır, ikiyüzlülüğün ta kendisidir.

 

Biz eğri ağaca yayım demeyiz, her gördüğümüze de dayım
demeyiz. Su uyur, düşman uyumaz, ama biz de hiç unutmayız. Kışı geçiririz
geçirmesine, ama yediğimiz ayazı da aklımızdan çıkarmayız. AB’nin siyaseti kriz
siyasetidir. AB’nin siyaseti kutuplaşma siyasetidir.

 

Demedi demesinler, nefretle gelmesinler, bizim böyle bir
siyasete karnımız tok, misilleme siyasetimiz de pek çoktur.”