Gerek ülkemizde, gerekse diğer dünya ülkelerinde küreselleşmenin getirdiği gelişimler arasında “Dönüşüm” ilk sıralarda gibi geliyor bana.
Öyle ki; bu dönüşüm sonrasında birçok meslek dalları artık yok olmaya yüz tutmuş durumda.
Eskiden çok revaçta olan bu meslek dalları “Dönüşüm” nedeniyle yerini yeni mesleklere bırakırken veya yeni meslekler ortaya çıkarken bundan payını alan meslekler arasında basın sektörünü de çok yakından ilgilendiren “Digital Dönüşüm” geliyor.
“Digital Dönüşüm” sonrasında basın sektörü de evrilerek sanal medya, internet medyası, sosyal medya ve digital medya olarak adlandırılmaya başlandı.
Eskiden hurufat harfleriyle dizilerek tipo olarak basılan gazete, dergi vb. yayın organları da çağa ayak uydurarak kurşun kullanılarak matris harflerle yapılan dizgi ve klişe hazır fotoğraflardan bilgisayar dizgiyle ofset baskıya ve film fotoğrafa geçti.
Çok hızlı devam eden teknoloji ile basın sektöründe ulusal gazetelerin yanı sıra yerel gazeteler de renkli basılarak okurlarına en güncel haberleri vermeye başladı.
Teknolojiyi bırakın yıllık ve aylık takip etmeyi artık anlık “Dönüşüm”lerle basılı medya tirajı azalırken, haber, magazin, ilan, reklam, v.b. vatandaşın haberdar olmak istediği hususlar sanal, internet ve sosyal medya üzerinden kitlelere ulaşır hale geldi.
Benim de Sivas ve Tekirdağ İl Müdürlüklerini yaptığım Basın İlan Kurumu (BİK) de bu değişimi zamanında fark edip gerekli yasal düzenlemeleri yaparak “Resmi ilan” ve “Resmi Reklam”ları internet haber siteleri üzerinden yayınlatma yoluna gitti.
Velhasıl; ulusal ve yerel medya basılı gazetelerinde bile yer alamayan son dakika gelişmeleri, son dakika haberleri internet siteleri ile okurlarına yetiştirmek için çabalıyor.
Sahada muhabirlik yapan personel kadar digital platformlarını yönetecek personel istihdam yolunu seçen gazeteler, bu süreçte gerek ekonomik, gerekse her firma kendi sosyal medya tanıtım hesaplarını oluşturduğundan ilan geliri kaybını “An”lık reklamlarla kapatma durumu ile karşıya kaldı.
Ülkemiz haricinde muadili de bulunmayan Basın İlan Kurumu da üç hafta önceki “Çözüm mü, Çözümsüzlük mü?” başlıklı köşe yazımda belirttiğim gibi açıkçası topu gazetelere atarak, “İlan ve reklam pastası büyümüyorsa, basınımızın bu duruma gerçekçi bir çözüm bulması zaruridir. Bunun nasıl olacağına biz değil, basınımız karar verecek” demişti.
Bakalım bu “Digital Dönüşüm”, ulusal ve yerel basınımızın lehine mi, yoksa aleyhine mi sonuçlanacak? Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Ancak, ben birçok yerel gazetenin basılı sektörü terk edip, yoluna “Digital” yayınlarıyla devam edeceğine inanıyorum.
Öte yandan da; aynı şekilde tanıtımları kendi sosyal medya ve internet siteleri aracılığıyla yapan firmalar gibi kamu kurum ve kuruluşlarının da ilanlarını bu şekilde yapmak isteyeceklerinden “Resmi İlanların” azalacağına, ya da bir süre sonra kaldırılacağını göreceğiz gibi hisler yaşıyorum.
“Dönüşüm” yazımın sonuna gelirken; “Digital Dönüşüm” konusunu gelecek haftalarda daha ayrıntılı değerlendirmek üzere şimdilerde “Fuar” adlarıyla daha değişik şekillerde yapılan “Geleneksel Panayır”lardan da birkaç cümle bahsetmek istiyorum.
Trakya, Marmara ve Ege bölgelerinde halen devam eden ve yüzün altında yerde yapılan “Geleneksel Panayırlar” da “Dönüşüm”den nasibini alarak birer birer kapanıyor.
Yazılı basın ve yerel gazeteler gibi geleneksel panayırların giderek azalmasıyla bizlere eskiden miras kalan panayırların da kültürel miras değerlerimizin önemli desteklerini kaybettiğini ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak; “Dönüşüm”, birçok meslek dalını yok ederken, Sürekli Basın Kartı sahibi olmamı sağlayan yerel gazeteler ile halkın halen büyük ilgi gösterdiği geleneksel panayırların yok olmaması temennisiyle siz değerli okurlarımı Allah’a emanet ediyor, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Kalın sağlıcakla…