1966 yılından beri Kırklarelili vatandaşlara ayakkabıcılık sektöründe hizmet veren Topay ailesi ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
“Erman Lostra Salonu” isimli dükkanda Kırklarelili vatandaşlara hizmet vermeye devam eden Aysun Topay ve Işık Topay, ayakkabı tamirciliğinin kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında yer aldığını ifade ediyorlar. “Goya Ahmet” lakabıyla Kırklarelili vatandaşlara uzun yıllar esnaflık yapan Ahmet Topay’dan bayrağı devralan Işık Topay, nesilden nesile aktarılan ayakkabı tamirciliği mesleğinin çeşitli zorluklar ile boğuştuğunu ve kaybolmaya yüz tuttuğunu belirtti.
Goya Ahmet’ten aldığı bayrağı Erman Lostra Salonu isimli dükkânda gururla ve sevinçle taşıdığını ifade eden Işık Topay konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Erman Lostra Salonu isimli dükkânımızda ayakkabı ve deri ürünlerinin tamirini, bakımını ve satışını yapıyoruz. Eşim Aysun Topay ile birlikte bu işi severek yapıyoruz. Baba mesleğini devam ettiriyorum. İşletmemizin kurucusu babamdır. 1966 yılında ayakkabı tamirciliği sanatını, açtığı dükkân ile bugünlere kadar taşıdı. Kendisinin dükkân açmadan önce 13 yıl kadar kalfalık yaptığını da biliyorum. Bende babamın çırağı olarak yetiştim. Babam beni ‘Bir işi eliyle yapan kişi işçidir. Bir işi elleri ve kafasıyla yapan kişi ustadır. Eli, kafası ve yüreğiyle çalışan kişi ise sanatçıdır’ sözüyle yetiştirdi. Biz önce işçi, sonra usta ve en sonunda da sanatçı olduk” dedi.
İşlerin eskisi kadar iyi olmadığını fakat kış aylarında bir nebze olsun hareketlenme olduğunu ifade eden Işık Topay “Eskiden deri ayakkabılar vardı. Hakiki deriyle, sanatkârlar tarafından yapılan ayakkabılar kullanılıyordu. Hem de 3 sene, 4 sene bir ayakkabının ömrü oluyordu. Şimdi böyle bir durum söz konusu bile değil. Şimdi suni ayakkabılar var, yurtdışından ithal edilen kalitesiz ürünler vatandaşlarımız tarafından tercih ediliyor. Bir esnaf olarak vatandaşlarımızı da anlıyoruz. Alım gücü düşük olduğu için kalitesiz ve ucuz olan ithal ürünlere yönlenmek zorunda kalıyorlar. Fakat bildiğimiz, araştırdığımız kadarıyla yurtdışından ucuz fiyatlarla ithal edilen ürünler halk sağlığını ciddi anlamda tehdit ediyor. Kanserojen maddeler vatandaşlarımızın sağlığını tehdit ediyor. Bunun yanı sıra ucuz ayakkabıları tercih eden vatandaşlarımızın ayaklarında çeşitli hastalıkların görüldüğünü biliyoruz” dedi.
Gençlerin el sanatlarına ve bu tarz mesleklere yönelmediğini belirten Topay “Artık yetiştirecek eleman bulmakta zorlanıyoruz. El sanatı yapmak isteyen ve bu tarz işlerde çalışmak isteyen gençler yok. Herkes üniversite okumak, öğretmen ya da kamu görevlisi olmayı hayal ediyor. Bu nedenle 10-15 yıllık bir zaman dilimi içerisinde ayakkabı tamirciliği sanatının kaybolacağını düşünüyorum. Avrupa bu sisteme doğru evrildi. Avrupa’da ayakkabı tamirciliği diye bir meslek dalı yok. Bizde her geçen gün bu yolda ilerliyoruz. Anadolu’da ahilik kültürü devam ediyor. Biz bu kültürümüzü devam ettirmeyi ne yazık ki başaramadık. İnternet çağında olduğumuz bugünlerde artık sadece ayakkabıcılar değil, çoğu tüccarın işlerinde azalma var. Vatandaşlar e-ticaret sitelerinden alışveriş yapmayı tercih ediyor. Buda haliyle esnafı zora sokuyor” dedi.
Halk Eğitim Merkezleri, Üniversiteler ve çırak yetiştirme okullarının unutulmaya yüz tutan meslekleri canlandırmak için çalışmalar yapması gerektiğini ifade eden Topay “Çok sayıda meslek yok oldu. Yok olmaya da devam ediyor. Halk eğitim merkezleri, üniversiteler ve çırak yetiştirme okulları bu meslekleri, el sanatlarını canlandırmak için projeler üretmeliler. Gençleri bu konularda yetiştirmeliler ve bu kültürlerin, bu değerlerin gelecek nesillere aktarılmasını sağlamalılar” dedi.
Işık Topay sözlerini noktalandırmadan önce üç, dört kuşaktır kendilerini tercih eden müşterilerine de teşekkür etmeyi ihmal etmedi.