Memleket Partisi Kırklareli İl Başkanlığı, Genel Başkanı Muharrem İnce’nin Edirne’de düzenlediği programa katıldı.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Memleket
Buluşmaları kapsamında Edirne'de yurttaşlarla bir araya geldi. Edirne
Buluşmalarına Memleket Partisi Kırklareli İl Başkanlığı da katılım gösterdi. Esnaf
ve yurttaşlarla bir araya geldikten sonra Edirne’de basın toplantısı
düzenleyerek basın mensuplarıyla buluştu. İktidara, FETÖ ve teröristler
konusunda sert bir şekilde yüklenen İnce; “Siz almadınız mı FETÖ’den 4-5 bin
tane hakim savcı? Açıkla şimdi, kimi de hapiste. O polisleri kim aldı? Zırhlı
Mercedes verdiğiniz savcı kim? Milletvekili yaptıklarınız var. Hakan Şükür’ü
ben mi milletvekili yaptım?” dedi.
Teröristlere koltuk, makam verenleri eleştiren Muharrem İnce
açıklamalarına şöyle devam etti;
Bir de evlere şenlik bir İçişleri Bakanı var, evlere şenlik.
Teröristleri diyor, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz. Basın toplantısı
yapıyor; “Belediyeye yerleştirilen teröristleri, istihdam edilen teröristleri
açıklayacağım.” diyor. Terörist ve terörist yakınları diyor, bu çok ilginç.
Terörist sözcüğünü biliyoruz da, terörist yakını ilk kez duyuyorum böyle bir
şeyi. Terörist yakını diye bir şey olmaz. Hukukta, adalette, yargıda “terörist
yakını” diye bir şey var mı? Suçun şahsiliği yok mu? Terörist yakını dersek,
bunlar var ya, bu ülkeyi yönetenler sokağa çıkamaz. Terörist yakını istiyorsan;
mesela teröristin kardeşini büyükelçi yaptınız mı? FETÖ’den suçlu teröristin
kardeşini büyükelçi yaptınız mı? Mesela soruyorum; FETÖ’den cezaevinde olanın
kardeşi bakan oldu mu? Yani bunları sayarsak insan içine çıkamazsınız. Sizin
her birinizin FETÖ’yle, diğer teröristlerle akrabalığı olan sizlersiniz.
Kardeşin biri hapiste, biri bakan, biri büyükelçi. Terörist yakını arıyorsanız
kendinize bakacaksınız. Belediyelerde çalışanları terörist olmakla
suçluyorsunuz. E bu kadar hakim savcıyı kim aldı? Siz almadınız mı FETÖ’den 4-5
bin tane hakim savcı? Açıkla şimdi, kimi de hapiste. O polisleri kim aldı?
Zırhlı Mercedes verdiğiniz savcı kim? Milletvekili yaptıklarınız var. Hakan
Şükür’ü ben mi milletvekili yaptım? Belediyede işe almışlar teröristleri
diyorsun, sen milletvekili yapmışsın teröristi. Bak kaçmış gitmiş şimdi. Pek
çok milletvekili var, hakim savcı var, polisler var.
E bir şey daha söyleyeyim. Erdoğan’ın yaverleri vardı,
cumhurbaşkanının yaverleri. Hepsi terörist, hepsi FETÖ’cü çıkmadı mı? Bu
yaverleri işe ben mi aldım? Yüksek Askeri Şura üyesi yaptıklarınız var.
Dolayısıyla “teröristler” diyebilirsiniz. Ama “terörist yakınları” derseniz
sokağa çıkamazsınız. Önce aynaya bakmaları lazım. Tweet atanlara, muhalefet
edenlere, yumurta atanlara, hayır diyenlere terörist demeyi bırakın da terörist
yakını diyerek millete çamur atmayı bırakın da önce bir aynaya bakın.”
Memleket Partisi Kırklareli İl Başkanlığı’nın da katılım
sağladığı basın toplantısında Genel Başkan Muharrem İnce vatandaşların
sorunlarına değinerek şunları dile getirdi:
“Yine akıl tutulması yaşıyor Türkiye. Adalet Bakanı ile
Cumhurbaşkanı aynı mantığın birer dizgesi. Adalet Bakanı diyor ki; “Teröristi
kısa sürede yakaladık.” Bombayı patlatmış, sen yakalasan ne olur? Suriye’den
İstanbul’a gelmiş, işe girmiş, ev tutmuş, bombayı patlatmış. O zamana kadar
beklemişsin, uyumuşsun, istihbaratın çalışmamış. Bombayı patlatmış teröristi en
kısa sürede yakaladık diye övünüyorsun. Adalet Bakanı böyle der de
Cumhurbaşkanı farklı mı konuşur? Onun cümlesini okuyorum; “Maden şehitlerimize
kısa sürede ulaştık.” Teröristi kısa sürede yakalamış, maden şehitlerimize kısa
sürede ulaşmışız, bu başarıymış. Sen önlem al da maden patlamasın, insanlar
ölmesin. Öldükten sonra ona kısa sürede ulaşsan n’olacak, uzun sürede ulaşsan
n’olacak? Övündüklerine bakın Allah aşkına. Övündükleri şeyler teröristi kısa
sürede yakalamak, maden şehidine kısa sürede ulaşmak.
Değerli arkadaşlar, 20 yıllık bir iktidar var. Ekonomiyi
kötü yönettiler, millet fakirleşti. Yoksulluk, sefalet diz boyu artık bu
memlekette. Kendisine yakın olanların sürekli artan sahip olma arzusu, zengin
olma arzusu, zenginleşme hırsı milleti sefalete sürükledi. Bu 20 yıl
içerisindeki hedeflerinin hiçbirisini tutturamadı. 2023’te 2 trilyon dolar
gelirimiz olacaktı, 1 trilyon dolar bile yok. 500 milyar dolar ihracat olacaktı,
yarısı bile yok. İlk 10 ekonomi arasına girecektik, bırak ilk 10’a girmeyi; 18.
sıradaydık dünyada, 23’e geriledik. Hiçbir hedef tutmadı. Ne yazık ki medya
bunu konuşamıyor, yazamıyor. Medya teslim olmuş durumda, bunları gösteremiyor.
3 harfli marketlerin önünü bunlar açtı, bunlar destekledi.
Şimdi suçlu olarak 3 harflileri gösteriyorlar. Bunların suçu olabilir ama
üretim olmazsa, otoyol pahalıysa, mazot pahalıysa, ilaç pahalıysa, ekilmiyorsa,
dikilmiyorsa, gübre pahalıysa, çiftçi ekemiyorsa; tarlada, merada sorun varsa
bu pahalılık olacaktır. Marketleri suçlamak işin kolay tarafı. Marketlere
mektup yazmak da işin kolay tarafıdır. Yani iktidar da muhalefet de sorunu
kavrayamamıştır. Suçlu olan iktidardır, suçlu olan kendileridir, suçlu olan bu
ekonomi kadrolarıdır, suçlu olan bu kötü ekonomi programıdır, suçlu olan bu
kötü ekonomi politikalarıdır. Suçlu olan Erdoğan’ın kibridir, inadıdır,
cehaletidir ve bilim dışı davranışlarıdır.
Nas dedi, milleti kandırdı. Nas dedi ama bankalar kârını
geçen yıla oranla ilk 9 ayda yüzde 403 artırdı. Türkiye’de bankalardan daha
fazla büyüyen bir sektör yok. Yani ödeyemediğiniz doğalgaz faturasının parası
bankadadır. Dolduramadığınız benzin deposunun parası bankadadır. Milletin
cebinden alıp bankaların kasasına paraları doldurttu. Sonra da utanmadan
şehitlerle seçim sandığını aynı cümlenin içinde geçirdi. Seçimler, sandık ve
şehitler aynı cümlenin içinde olmaması gereken şeylerdir. Bu ayıptır, bu
yazıktır, bu günahtır.”