“O Anlatışı Hiç Unutmuyorum”

Yaşanmış Öyküler köşemizde bugün Alp Bayrak’ın anısına kulak verdik.

Meslek liselerini hepiniz biliyorsunuz. Böyle geneli erkek,
önlüklü saçlı sakallı adamlarla doludur bu kurumlar. Bende böyle bir kurumun
içinde bulundum zamanında. Meslek derslerine gelen bir hoca vardı. İsmini
vermeyeceğim: mustafa

Biz aynı lisede 400 erkek gündüzleri okulda akşamları yurtta
hep bir aradaydık. Yurtta da her akşam belli hocalar nöbetçi olurdu. Yani aynı hocayı
sabah okulda akşamda yurtta görürdük. Bir noktadan sonra iyice goygoya bağlanır
zaten bu tür ortamlarda. Hocalarla abi-kardeş çizgisinde okuduk liseyi.

Birde şöyle bir avantajı vardır bu tip liselerin; okul
komple erkek olduğu için, hocalar işin içinden çıkamadıklarında belden aşağı
anlatırdı dersleri. Bizim bölüm makinelerle ilgili bir bölümdü. Meslek eğitimi
için atölye dersleri yapılır, burada herkes kendi çapında bir şeyle uğraşır ve
sene sonunda bir proje çıkarırdı. İşte bizim bu Mustafa hoca da bu derse gelir
ve milleti tek sıra dizip saatlerce nasihat vermeyi falan çok severdi. Her gün
sabah-öğle ekibi dizer, başlardı nasihatlere. Eğer dersle alakalı bir

 şey anlatacak olursa
ya da birisi soru falan sorarsa onu da "hazır ol" pozisyonunda dinlememizi
isterdi. Bizde el mahkum dinlerdik. Üzerimizde tulumlar, elde anahtarlar falan.

Hocanın bu huyunu bildiğimiz için de mümkün olduğunca soru
falan sormazdık. Soran olursa da ilk teneffüste aklını alırdık tenhada.

O gün de günlerden bir gündü. Hayattan çok fazla bir
beklentisi kalmamış, bu dünyadan göçüp gitmek isteyen bir arkadaş boş bulundu
ve bir soru sordu hocaya. Sorudan önce yaklaşık 40 dk ayakta 'hazır ol'da
beklemişiz zaten. Soru ya bak "-hocam 4 zamanlı motorla 2 zamanlı motor
arasındaki fark ney?"

Mustafa hoca coştu bir anda. Önce bir sıradan azar çekti
hepimize. 3 sınıfa geldiniz hala bunu bilmiyor musunuz falan hesabı. Sonra
durdu ve dedi ki "şimdi ben bunu size normal anlatsam siz yine
unutacaksınız. Çünkü salaksınız. O yüzden bunu en akılda kalıcı şekilde
anlatmak lazım size."

Önce piston-silindir ilişkisinden başladı anlatmaya ve sonra
kadın-erkek olarak çevirdi. "aynı deviri birisi iki sokuşta, diğeri 4
sokuşta alıyor. Sence hangisi daha iyi bunların?" sorusu geldi, ama cevap
arayan bir soru değil bu, kendisi veriyor o cevabı. "yerine göre değişir.
Adamın acelesi vardır performans ister iki git-gel de halleder olayı.

Ama diğeri daha vakur, aheste ama güçlü, keyfini çıkarıyor
olayın." kelimeleriyle 2 ve 4 zamanlı motor arasındaki farkı anlattı. Ve
inanır mısınız, bugün makine mühendisliği yapıyorum, hala motor konusu geçince
aklıma geliyor o manzara ve Mustafa hocanın anlatışı.