reklam
reklam
DOLAR 34,6459 % 0.25
EURO 36,3766 % 0.19
STERLIN 43,5499 % 0.13
FRANG 39,0647 % 0.16
ALTIN 2.910,67 % -0,25
BITCOIN 93.631,09 -4.543

Özgür Kaya “6.5 Milyon Vatandaş Evine Ekmek Götüremiyor!”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Özgür Kaya “6.5 Milyon Vatandaş Evine Ekmek Götüremiyor!”
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanlığı, 16 Nisan tarihinde yapılacak olan referandum öncesinde köy ziyaretlerini devam ettiriyor.

Konuyla ilgili açıklamada bulunan CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Kaya”Neredeyse köydeki herkesin katılımıyla bizleri karşılayan, öz evladı gibi bağrına basan, ülkesine cumhuriyete yürekten bağlı, aynı yolda olmanın bizlere büyük onur verdiği Çeşmekolu Köyünün asil ve vatansever insanlarına, ayrı ayrı şükranlarımızı sunuyor, başta muhtarımız Ahmet Dönmez olmak üzere tüm Çeşmekolu köylülerimize bize gösterdikleri ilgi ve misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Kırıkköy’de hepimiz birbirimize söz verdik. Vatanı böldürmeyeceğiz. Cumhuriyeti yıktırmayacağız. Bayrağı indirtmeyeceğiz. Sözümüz söz. Bayrağına vatanına ve atasına bağlı Kırıkköy halkı, neden hayır diyoruz toplantımızı bir mitinge çevirdi. Kırıkköy’de bu gün bir kez daha hep birlikte haykırdık, Cumhuriyeti yıkmaya kimsenin gücü yetmez. Bu bayrak inmez. Bu vatan bölünmez. Bu anayasa değişikliği Trakya'dan geçmez” dedi.

Türkiye’nin asıl sorununun işsizlik ve yoksulluk olduğunu ifade eden Özgür Kaya “Siyaset kurumunun görevi vatandaşın sorunlarını çözmektir. Eğer vatandaşın sorunlarını çözemiyorsanız, vatandaşı sorunlarıyla baş başa bırakıyorsanız ve siz vatandaşın sorununu bir tarafa bırakıp kendi sorununuzu çözmeye çalışıyorsanız, bu memlekete hayrınız olmaz demektir. O nedenle diyoruz ki, siyaset kurumunun yapacağı en hayırlı iş vatandaşın derdini çözmektir. Nedir vatandaşın derdi? Fazla büyük rakamlar vermeyeceğim, vatandaşın derdi nedir? Vatandaşların kredi kardı ve tüketici kredisi borcu 424 milyar lirayı aştı, eski parayla 424 katrilyon lira vatandaşın bankalara tüketici kredisi ve kredi kartı borcu var. Bu borçla ilgili olarak iktidar kanadından bir Allah’ın kulu çıkıp da sevgili vatandaşım, “seni bu borçtan kurtaracağım” diyor mu? Diyemiyor, söyleyemez, onlar da –emin olun- sonunda “Hayır” diyecekler, göreceksiniz, onlar da “Hayır” diyecekler. Bu söylediğim 424 milyar lira yani 424 katrilyon lira henüz daha icra safhasına gelmemiş rakam, bir de bunun dışında icra dairelerine intikal eden var, onun miktarı ne kadar? 18 milyar lira yani 18 katrilyon lira. Şimdi, bakın vatandaşın derdi ne? Sadece bu mu? Vatandaş borç batağına teslim edildiği gibi faiz yüküne de teslim edilmiş. Sadece geçen yıl vatandaşın ödediği faiz miktarı –onu ifade edeyim- 48 milyar 932 milyon lira, vatandaş sadece geçen yıl bankalara eski parayla 48 katrilyon lira faiz ödedi. Son on üç yılda ödenen faiz miktarı 321 milyar lira yani 321 katrilyon lira eski parayla. Vatandaşın derdi bu, vatandaş bu dertten kurtulmak istiyor. Peki, icra dairelerindeki dosya sayısı kaç şu anda? 26 milyon 178 bin dosya var icra dairelerinde. Açıklanan işsizlik istatistikleri 6,5 milyon insanın her gün yaşadığı karanlığı, umutsuzluğu bir kez daha hepimizin gözleri önüne serdi. Kendi yandaşlarının ekonomisini ve kendi siyasi geleceğini her şeyden daha önemli gören Saray düzeninin vatandaşı nasıl da yok saydığını gösteren gerçekler rakamlarla bir kez daha ortaya kondu.
80 milyona bu iktidar anlayışının dayattığı ekonomik düzen 6,5 milyon kişinin işsizliğinin sorumlusu. Yaşanan işsizlik, yandaşlarının batık projelerini vatandaşa istihdam yaratacak ve çağı yakalayan üretim ekonomisinden daha önemli gören bu Saray düzeninin çöküşünün de ispatı.
Türkiye 16 Nisan’da bir tercih yapacak. Ya bu çöken düzenle devam etmeye karar verecek, ya da bu düzeni değiştirmeye ve kalkınan, istihdam yaratan, üreten ve adil bölüşen yeni bir Türkiye hikayesini yazmaya başlayacak. Milletimize 16 Nisan’da sorulacak soru ‘’bu düzen devam etsin mi?’’ sorusu olacak. Yanıtı aşikar. Hayır. 6,5 milyon kişiyi işsiz bırakan bu düzen devam etmesin, etmeyecek de.
TÜİK’in açıkladığı 2016 yılı Kasım ayı İş Gücü İstatistikleri, resmi işsizlik oranının Kasım ayında son 7 yılın zirvesine çıkarak yüzde 12,1’e ulaştığını ortaya koydu. Şu anda resmi rakamlara göre 3 milyon 715 bin kişi işsiz. Umudunu kaybetmiş, çalışmaya hazır vatandaşlarımız ve zamana bağlı eksik istihdam edilenler de dahil edildiğinde gerçek işsizlik yüzde 20’ye, gerçek işsiz sayısı da 6 milyon 508 bine ulaşmış durumda.
Yani şu anda 6.5 milyon vatandaşımız işsiz, mutsuz, umutsuz ve evine ekmek götüremiyor. Bu, 6.5 milyon hanenin karanlığı demek.
Bu korkutucu gerçekler, Türkiye’nin 2,5 yıldır yaşıyor olduğu Saray düzeninin devam etmesi durumunda hepimizi nasıl bir geleceğin beklediğini de gösteriyor. Bu anayasa değişikliği fiilen yaşanıyor olan bu Saray düzeninin devam edip etmeyeceğini soruyor vatandaşa. Hayır diyeceğimiz işte bu fiili başkanlığın hepimize dayattığı işsizlik, yokluk, yoksulluk ve karanlık. Veriler fiili başkanlık döneminde yani 2014 Ağustos’tan beri işsizlik bilançosunun gittikçe ağırlaştığını gösteriyor. Ağustos 2014’te yüzde 10,1 işsizlik oranıyla başladığımız fiili başkanlık döneminde, işsizlik oranı 2 puan artışla yüzde 12,1’e ulaşmış durumda. Ağustos 2014’ten 2016 yılının Kasım ayına kadarlık 2 yıl 3 aylık sürede, işsiz sayısı 771 bin kişi arttı. Bu işsizlik oranı 2008-2009 ekonomik krizinden sonra yaşanan en yüksek işsizlik oranı, ve neredeyse o kriz dönemine de hızla yaklaşıyor. Bütün bu korkutucu gelişmeler şunu gösteriyor: Türkiye geleceğiyle ilgili bir yol ayrımında. Düzenin devam ettiği, yoksulluk ve yokluğun yaygın kitlelerde yaşandığı karanlık bir Türkiye mi, yoksa düzeni değiştirecek özgüveni olan, kalkınan, büyüyen, refahını adaletli, eşit bir biçimde paylaşan bir Türkiye mi?
Bu tercih, bir gelecek tercihidir. Bu tercih siyaset üstü, ideolojiler üstü bir tercihtir.
Biz, siyasi görüşü ne olursa olsun, ülkesiyle ilgili gelecek hayali olan herkese bir kez daha şu çağrıyı yapıyoruz: Kalkınan, büyüyen, refahını adaletli, eşit bir biçimde paylaşan, evine ekmek götürebilen, yüzü gülen bir Türkiye’yi, gelin birlikte Hayır’larla yeniden kuralım” dedi.