reklam
reklam
DOLAR 34,2965 % 0.18
EURO 37,1669 % -0.04
STERLIN 44,5378 % 0.02
FRANG 39,5896 % 0.07
ALTIN 3.018,35 % 0,21
BITCOIN 67.686,01 -0.042

Özgür Kaya “En Büyük Divan; Halkın Divanıdır”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Özgür Kaya “En Büyük Divan; Halkın Divanıdır”
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanlığı geçtiğimiz gün Eskitaşlı ve Turgutbey Köylerinde yaşayan vatandaşlarla bir araya gelerek referandum ile ilgili görüşlerini aktardılar.

Köy kahvehanesinde vatandaşlara hitap eden CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı Özgür Kaya “Türkiye kendi kaderini oylayacak. Dolayısıyla ’evet’ veya ’hayır’ çıktı diye insanlar savaşacak değil. Bu birazda referandum sürecinde ’evet’ çıktığı zaman ne olacak, ’hayır’ çıktığı zaman ne olacak diye yöneltilen sorulara özellikle iktidar kanadından terör artar, terör beslenmiş olur, ’hayır’ diyenler teröristlerdir gibi yapılan açıklamaların tabana nasıl yansıdığını gösteren tipik bir örnektir.

Dolayısıyla tepedeki siyasetçilerin daha dikkatli, daha kucaklayıcı bir dil kullanması lazım. ’Evet’ diyen de ’hayır’ diyen de bu ülkenin saygın vatandaşıdır.

Referanduma gidiyorsun, burada bazı vatandaşlarımız ’evet’, bazıları ’hayır’ diyecektir. Dolayısıyla ’hayır’ diyeni suçlamak, ’evet’ diyeni suçlamamak diye keskin bir ayrıma gitmemelisiniz. Bu tür ayrım aşağıda çok daha ciddi kırılmalara ve tahriklere yol açabiliyor. Buna izin vermemek gerekiyor. ‘Hayır’ çıkarsa ülkede iç savaş çıkacak diyorlar.

Asla böyle bir risk görmüyorum. Çünkü parlamenter demokratik sistemin bize getirdiği bir avantaj var. Düşüncelerimizi bir şekliyle ifade edebiliyoruz. Farklı bir tablo çıkar, daha baskıcı bir yönetim gelirse o zaman toplumsal tepki biraz daha fazla olur. Bu tepkinin olması da doğrudur.

Ama bunu bir iç savaş olarak adlandırmak, iç savaş çıkar diye dillendirmek asla doğru değil. Korku üzerine siyaset kurmamak gerekiyorEskitaşlı Köyünü referandum sürecinde  ikinci defa ziyaret ediyorum.

Biz yıllardır sağ partilere oy veririz, ama bu sefer HAYIR diyeceğiz, çünkü bu mesele parti meselesi değil memleket meselesi diyen köylülerimize çok teşekkür ediyoruz.

Biz Anayasa değişikliğine karşı değiliz, bu 12 Eylül Anayasası değişsin istiyoruz. Ancak değişim ileriye doğru olur, daha adil eşit ve özgür bir ülke yaratmak için Anayasa yapılır. En büyük divan halkın divanıdır.

Şimdi halka gidiyoruz. Bir halkın kaderini belirleyecek olan yine halkın kendisidir. Amasya Tamimi’ni düşündük. Orada şunu söylüyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ’Milletin istiklalini milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.’ diyor.

Şimdi biz bu süreci yeniden yaşıyoruz. Demokrasiyi askıya mı alacağız, demokrasiyi güçlendirecek miyiz. Tarihimize bağlı mıyız, yoksa tarihimizi ret mi ediyoruz.

Bayrağımıza, vatanımıza, demokrasimize mi bağlıyız, bayrağımızı, vatanımızı, demokrasimizi ret mi ediyoruz. Biz bu pencereden baktık ve dedik ki ’Bu kadar tarihi ve bu kadar önemli bir kararı bu milletin kendisi vermelidir.’

Bu milletin vicdanına seslenmemiz lazım. Bu millet çocuklarını düşünüyorsa, demokrasiyi düşünüyorsa, düşünce özgürlüğünü savunuyorsa bu milletin ferasetine güvenmek lazım. En büyük hakem halk.

Ona başvuruyoruz. Diyoruz ki ’Bu anayasa değişikliği parlamentondan geçti, parlamento kendi iradesini bir başka makama veriyor ama sen halkım gönderdiğin 550 milletvekilinin iradesini bir başkasına bağlamasına razı mısın, değil misin?’

Bu bir hukuk mücadelesi olmanın ötesinde, bu bir gelecek mücadelesidir. Buna asıl halkın karar vermesi lazım. Halkın egemenliği yargı kararlarıyla korunamaz.

Halkın egemenliğini koruyacak olan halkın kendisindir, milletin kendisidir.

Eğer millet, ’Ben kendi egemenliğimi başka yere vermek istemiyorum.’ diyorsa kalksın bunu yapsın, gelsin ’hayır’ oyunu kullansın, ’Kusura bakmayın.’ desin. Biz sonuç ne olursa olsun halkın vereceği karara saygılıyız.

Halkımızın geleceğini başka bir iradeye teslim etmeyeceğine sonuna kadar inanıyor ve güveniyoruz. Türkiye’nin bu değişikliğe ihtiyacı yok. Değişikliğe sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ihtiyacı var.

Erdoğan yargının tamamını kontrol altına almayı ve yargılanamayacağı bir düzeni kurmak istiyor. Anayasa değişikliği paketinin altında yatan temel motivasyon budur.

Burada toplumsal bir ihtiyaç da toplumsal bir uzlaşma da yok. Meclisteki çalışmaları siz de yakinen takip ettiniz. 12 günde geçen 18 maddelik bir paket var. Düşünün anayasanın en önemli 18 maddesini değiştiriyorsunuz veya o maddelere yenilerini ekliyorsunuz ve bunu tam 12 günde yapıyorsunuz.

Oysaki anayasa değişikliklerinin her bir maddesi en az 1 yıl tartışılmak zorundadır.
Bir anayasa maddesini anayasaya eklediğinizde, birçok kanunun daha değişmesine vesile oluyorsunuz. 18 maddelik paket, anayasanın ve bağlı kanunların değişmesini de beraberinde getirecek. Toplumsal hayatımız bir anlamda altüst olacak.

CHP, referandumu bir parti meselesi olarak görmüyor. Bu Anayasa değişikliği iki kişi tarafından tek adam için yapılmış ve toplumu geri götürecek Cumhuriyet rejimini yıkacak bir değişikliktir. Anayasa değişsin istiyoruz, ama bu 18 maddeye Hayır diyoruz” dedi.