reklam
reklam
DOLAR 34,4465 % 0.3
EURO 36,3032 % 0.16
STERLIN 43,4559 % -0.34
FRANG 38,7867 % 0.6
ALTIN 2.837,00 % 0,09
BITCOIN 90.499,20 1.625

Partililer Bilgilendirildi

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
reklam

Kırklareli Merkez İlçe Başkanlığı Genel Başkan Bahçeli’nin açıklamalarını aktardı.

Milliyetçi Hareket Partisi Kırklareli Merkez İlçe
Başkanlığı, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin,
“Cem evi Saldırısıyla KPSS Sınavı’ndaki Şaibeler” hakkında yaptıkları yazılı
basın açıklamasını parti üyeleri ile paylaştı.

Söz konusu açıklamada şu ifadeler yer aldı;

“Türkiye bölgesel liderlik pozisyonunu tahkim ve takviye
ettikçe, küresel aktörlük mevkiinde sivrilip adından ve müessir adımlarından
bahsettirdikçe karanlık odaklar, kaotik oluşumlar, kargaşaya bel bağlamış
onursuzlar anında karşı harekete geçmektedir.

Bu kapsamda karşımızda belirginleşen sebep-sonuç zincirinin
halkaları berrak bir şekilde ortadadır.

Her müstesna ilerleyiş gecikmeden menfur ve menhus bir
tertiple baskı altına alınmaya, daha doğru bir ifadeyle üzeri karalanmaya
çalışılmaktadır.

Ne zaman ülkemiz atağa ve ayağa kalksa, bunu hazmedemeyen
çevreler farklı bir alanda kriz üretip toplumsal hassasiyetleri kaşıyarak
devlet-millet dayanışmasını zedelemenin arayışına girmektedir.

Parlak gelişmeleri eşzamanlı takip eden müessif ve
münasebetsiz olayların iç yüzüne ışıklar salındığında ortaya dökülen hiçbir
sorunun zamanlama açısından tesadüfi olmadığı anlaşılacaktır.

Türkiye’nin önünü kesmek için kuyruğa girenlerin aynı
zamanda barış, huzur ve istikrar vasatını çökertmek için fırsat kollayan, hava
koklayan, zemin yoklayan iç ve dış mihraklardan teşekkül eden bir yıkım lobisi
halinde devreye girdikleri son derece açıktır.

Özellikle son aylarda bölgesel ve küresel sorun başlıklarına
pozitif ve yapıcı şekilde müdahalede bulunan, daha önemlisi sözü dinlenen ve
etkili sonuçlar alan Türkiye’nin birbirine eklemlenmiş, kurgusu ve kumandası
kuyumcu titizliğiyle yapılmış sabotajlara maruz kalması dikkatli hiçbir gözden
kaçmamıştır.

NATO Madrid Zirvesi’yle başlayan, Astana formatında
gerçekleşen Tahran Zirvesi’yle pekişen, Tahıl Koridoru açılmasını temin eden
anlaşmayla derinleşen sağlam, sağlıklı ve sağduyulu atılımlar ülkemize yönelik
husumetin dalga boyunu da arttırmıştır.

Dar gelirli insanlarımızı rahatlatacak ucuz konut inşa
kararı ile gelir arttırıcı hamleler, enflasyona karşı etkili mücadeleler;
yatırım, ihracat ve üretim seferberliğindeki göz dolduran gelişmeler, bunun
yanında bölücü terör örgütüne isabet kaydeden zincirleme operasyonlar elbette
iç ve dış işgal cephesinin uykularını kaçırmış, telaşa kapılmalarına neden
olmuştur.

Sırtını dayadığı muhteşem iradeyi, tarihsel haklarını,
egemenlik vasfını inancıyla, cesaretiyle ve iddialarıyla sergileyen bir ülke
gerçeği tıpkı dev gibi doğrulmuştur.

30 Temmuz 2022 tarihinde Ankara’da; Türkmen-Alevi Bektaşi
Vakfı’na, Şah-ı Merdan Kültür Evleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği ile Ana Fatma
Cemevi’ne yapılan alçak saldırılar Türkiye’nin hayat damarlarına neşter vurma
çabasından başka bir şey değildir.

Cemevi’ne ve Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimize
yapılan hain ve hasmane eylemler belli merkezlerden provoke edilen Türk,
Türkiye ve İslam düşmanlığıdır.

İçinden geçtiğimiz zaman diliminin tüm iyimser ve müspet
ortamı dikkate alındığında Cemevi saldırganlığının bir meczubun, mendebur bir
suçlunun gelişigüzel bir fiili olmayacağı bariz olarak görülecektir.

Ajanlarının tasmasını çıkarıp üzerimize salanlarla çetin bir
hesaplaşma milli ve manevi bir sorumluluk olarak omuzlarımızdadır.

Bununla da kalmayıp geçtiğimiz hafta sonu yapılan KPSS
sınavıyla ilgili şaibelerin somutlaşması ve bir yayınevinin hazırladığı test
kitapçığında bulunan 20 sorunun aynısıyla sözü edilen KPSS sınavında sorulması
da pek çok tartışmaya yol açmıştır.

Adli ve idari tasarruflarla meselenin üzerine gidilmesi
elbette yerindedir, ama yeterli değildir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türkiye’yi hedef alan kuşkulu
olaylarla ilgili görüş ve önerileri bellidir, berraktır ve tutarlıdır.

İlk olarak, Cemevi saldırısıyla KPSS skandalının çok yönlü
araştırılmasının yanında, Zeytinburnu Balıklı Rum Hastanesi’nde çıkan yangının
kundaklama olup olmadığı mutlak surette açıklığa kavuşturulmalıdır.

 

İkinci olarak, KPSS sınavında çıkan ve bir yayınevinin test
kitapçığında sorulduğu anlaşılan 20 soruya kimlerin tam ve eksiksiz doğru cevap
verdiği tespit edilmeli, bu şahıslarla ilgili inceleme de acilen yapılmalıdır.

Şayet ilgili yayıneviyle bahse konu soruların hepsine doğru
cevaplar verenler arasında makul bağ ve bağlantı bulunursa, bunların alayı
birden isim isimafişe edilmeli, en ağır cezaya çarptırılmalıdır.

Hiçbir evladımızın haklarının gaspına sessiz durmayacağımız,
emeklerinin ve ümitlerinin heba edilmesine seyirci kalmayacağımız çok iyi
bilinmelidir.

Üçüncü olarak, bazı medya organlarında partimizi töhmet
altında bırakmak, hatta itham ve iftirayla kendi tribünlerine sevimli görünmek
için çırpınan artist bozuntularıyla ahlaksız yorumcuların haddini aştıkları da
görülmektedir.”