reklam
reklam
DOLAR 34,6538 % 0.27
EURO 36,3757 % 0.18
STERLIN 43,5525 % 0.14
FRANG 39,0561 % 0.12
ALTIN 2.928,55 % 0,36
BITCOIN 91.699,99 -3.214

Sabah Namazı Sonrasında Yağmur ve Şükür Duası Edildi

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Sabah Namazı Sonrasında Yağmur ve Şükür Duası Edildi
reklam

Geçtiğimiz Cuma günü Lüleburgaz’da bulunan Sokollu Mehmet Paşa Camii’nde sabah namazı kılan vatandaşlar, kılınan namazın ardından yağmur ve şükür duası ettiler.

Lüleburgaz Müftülüğü’ne bağlı din görevlilerinin öncülüğünde gerçekleştirilen şükür ve yağmur duası etkinliğine çok sayıda vatandaş katıldı. Kılınan sabah namazının ardından şükür ve yağmur duası edildi. Duanın sona ermesiyle birlikte zikir ve sohbet eden vatandaşlar, daha sonra birlikte kahvaltı ettiler.

Yağmur ve şükür duası etkinliğinde konuşan yetkililer “Şu anda, şu meydanda toplanan bizler, Cenab-ı Allah'ın rahmetini, merhametini umarak buraya geldik. Bize can veren Allah, bize rızık veren Allah, bizi burada konuşturan Allah. Onun için Allah'a hamdediyor, onun sevgili peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (SAV)'e de salat ve selam ediyorum.

Biz niye yağmur duası yapmak için toplandık? Peygamber Efendimiz yaptığı için bizler de onun ümmeti olarak yağmur duası yapıyoruz.

İçecek ve kullanacak suyu olmayan; hayvanları, bahçe ve tarlaları sulayacak kuyu ve nehir suları bulunmayan veya suları ihtiyacı karşılamaya yeterli olmayan bir yerdeki halkın, yağmur vermesi için Allah'a yalvarması, dua etmesi caizdir. Yağmur duası Peygamber Efendimiz ve onun halifeleri tarafından da yapılmıştır.

Hazreti Aişe (R.A.)'den nakledilmiştir:

Bazı kişiler, yağmur yağmadığı için kuraklıktan sıkıntıya düştüklerini Peygamber Efendimize söylemişler, bunun üzerine Peygamber Efendimiz:

– "Yağmursuzluktan şikayet ediyorsunuz; halbuki Allah Teala; kendisine dua etmenizi emretmiş ve duanızı kabul edeceğini de bildirmiştir." (Ebu Davud, Salât, 260) dedikten sonra Allah'ın izni ile yağmur yağmıştır.

Üç gün peşpeşe cemaatle birlikte köy ve kasaba dışına çıkıp yağmur duası yapmak müstehaptır. Duadan önce fakirlere sadaka vermek, herkesin günahlarından tevbe ve istiğfar etmesi haksız yere alınan şeyler mütevazi ve boynu bükük bir durumda olmak, ihtiyarları ve çocukları, yavrularıyla birlikte hayvanları da götürmek müstehaptır.

Yağmur duasında kıbleye dönülür, imam ayakta ellerini kaldırarak dua eder, cemaat de oturduğu yerde "amin" der. Yağmurlar kesildiği zaman, müslümanlar yağmur duasına çıkarlar, ikramı bol olan yaratıcımızdan yağmur yağdırmasını isterler. İmam Azam'a göre "İstiska"dan maksad yalnız duadır, mağfiret dilemektir. Bunda cemaatle namaz sünnet değildir; fakat caizdir. İnsanlar isterlerse ayrı ayrı namaz kılabilirler. İki İmama göre ise, İstiska için en büyük idarecinin veya onun göstereceği kimsenin, cuma namazı gibi aşikâre okuyuşla iki rekât namaz kıldırması mendubdur. Bu namazın arkasından, bayramlarda olduğu gibi, hutbe okunur. Hatib minbere çıkmaz, yerde durur. Kılıç, ok veya sopa gibi bir şeye dayanarak hutbelerini okur.
  Üç gün arka arkaya İstiska duasına çıkılması güzeldir. Yağmurun inmesi gecikirse, eski elbiseler giyilerek ve başlar öne eğilerek tevazu içinde yaya olarak sahraya çıkılır. Önceden tevbeler yapılır, sadakalar verilir. Haksız yere alınmış şeyler varsa, sahiblerine geri verilir. Müslümanlar için mağfiret istenir.
  İmam Muhammed'e göre hatib, hutbe esnasında elbisesi dört köşeli ise bunun aşağısını yukarıya, yukarısını da aşağıya çevirir. Değirmi ise sağını sol tarafa ve solunu da sağ tarafa getirir. Giydiği kaba kaftan ise, içini dışarıya ve dışını da içeriye getirir ve bu şekilde elbisesini giyer. Bu, sıkıntılı durumun değişmesi için bir hayır nişanı olarak yapılır. Fakat cemaat elbiselerini böyle tersine giymez.
  Müslümanlar yağmur duasına çıkarlarken çocuklarını, evcil hayvanlarla onların yavrularını beraberlerinde götürürler. Çocukları ve yavruları bir müddet analarından uzaklaştırırlar. Böylece üzüntülü bir hal içinde zayıflara ve ihtiyarlara dua ettirerek kendileri de amîn derler. İşte üzüntü, tevazu, kalb yumuşaklığı ve büyük bir teslimiyet içinde Yüce Allah'ın rahmet ve yardımı istenir. Daha sahraya çıkmadan yağmur yağmaya başlarsa, buna bir şükür karşılığı olsun diye yine sahraya çıkarlar. Bunu yapmak mendubdur.
  Yağmurlar istenenden çok yağmaya başlayınca, bunun kesilmesi veya başka taraflara dönmesi için dua edilmesinde bir sakınca yoktur.
  Yağmur yağarken: "Allahümme sayyiben nafi'an = Allah'ım! Bunu yararlı yağmur yap" denir, istenilenden fazla yağınca da: "Allahümme havaleyna ve lâ aleyna = Allah'ım! Bunu zarar vermeyecek yerlere yağdır, bizim üzerimize yağdırma" diye dua edilir.
  Dua eden isterse ellerini yukarıya kaldırır, isterse iki işaret parmağı ile işaret eder. Her zaman sonsuz rahmetine ve yardımına kavuşmakta bulunduğumuz ikram ve merhameti bol olan Allah'ımızı hiç bir an unutmamak ve her vesile ile O'na muhtaç olduğumuzu anlayarak Yüce varlığına yönelmek ve yalvarışta bulunmak, bizim için bir kulluk borcudur.
  Bir düşünelim: Zaman zaman bulutlardan topraklarımıza yağan o yararlı yağmurlar kesilse, bunun sonu olarak da ırmaklar ve dereler kurusa, su kanalları bomboş kalsa, acaba bu suları bize kim getirebilecektir?
  Kaynaklarından daima fışkırıp duran ve hayatımıza hizmet eden o tatlı ve berrak suları Yüce Allah yerin dibine geçirse, acaba bunları kim bize getirebilecektir?
  İşte "De ki: Bana bildiriniz bakalım. Eğer suyunuz bir sabah yerin dibine batıp çekilse, size böyle akıp giden bu suyu (Allah'dan başka) kim getirebilecektir?" (Mülk, 30) âyet-i kerîme de, dikkat ve düşüncemizi bu noktaya çekiyor. Artık insanlık için habersiz kalmak ve Hak'dan yüz çevirip nankörlük etmek asla caiz olmaz” dediler.