CHP İl Başkanlığı, dünya çapında şiddete karşı dayanışmayı yükseltme, mücadeleyi büyütme ve şiddet nedeniyle yaşamını kaybeden kadınları andı.
81 ilde, 973 ilçede eş zamanlı basın olarak yapılan basın
açıklamasına CHP Kırklareli İl Başkanlığından destek geldi. CHP Kırklareli İl
ve İlçe Başkanlığı binasında gerçekleştirilen basın açıklaması CHP Kırklareli
İl Kadın Kolları Başkanı Gül Şengün tarafından okundu. Biz kadınlar dünyada ve
Türkiye'de şiddet sarmalına karşı sesimizi yükseltiyoruz diyen Başkan Şengün şu
ifadelere yer verdi;
“Tarih sayfalarında bugünü özel kılan ve sorumluluk yükleyen
onurlu bir mücadele hikayesi var. Dominik Cumhuriyeti 'ni yöneten diktatör,
halka baskıyı, zulmü ve ölümü reva görüyordu. Ülkede insan hakları ve demokrasi
askıya alınmıştı. Tarihe adını "kelebekler” olarak yazdıracak üç kız
kardeş, yaşananlara "Dur!” demek için mücadele meşalesini yaktı.
İşkencelerin ayyuka çıktığı bir süreçte, örgütlenmenin tek
çözüm olduğunun bilinciyle hareket ettiler. Direnişin simgesi olan
"Mirabal Kardeşler” defalarca tutuklandı. Mal varlıklarına el konuldu.
Diktatör tarafından açıkça hedef gösterilmelerinden 23 gün sonra, takvimler 25 Kasım
1960'ı gösterdiğinde; üç kız kardeşin arabası yolda durduruldu. Önce tecavüze
uğradılar, sonra da öldürülüp uçurumdan aşağı atıldılar.
Diktatör, "kelebekler”den kurtulduğunu sandı. Oysaki
onların uçurumun kenarında çırptığı kanatlar, büyük bir rüzgâra dönüştü ve
diktatörlüğü yıktı.
1999 yılında Birleşmiş Milletler bugünü Kadına Yönelik
Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan etti.
Biz kadınlar dünyada ve Türkiye'de şiddet sarmalına karşı
sesimizi yükseltiyoruz. "Kelebekler”in onurlu direnişine sahip çıkmaya ve
mücadeleyi büyütmeye devam ediyoruz.
Ülkemizde yaşayan kadınlar, en temel hak olan yaşam hakkı
için direniyor. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana kadın
cinayetleri sistematik olarak arttı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun
verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın cinayeti işlenmişken, 2021 yılında 217
'si şüpheli olmak üzere 497 kadın hayattan koparıldı. I Ocak 2022 ile I Kasım
2022 arasında ise 202'si şüpheli olmak üzere en az 482 kadın öldürüldü.
Şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturmalar
vardır!
Malatya'da 14 yaşındaki Elif Gültekin'in intihar ettiği öne
sürüldü. Savcılık soruşturmayı yeniden başlattığında, Elif'in töre cinayetine
kurban gittiği üç yıl sonra anlaşıldı.
Eskişehir'de evinin bodrumunda ölü olarak bulunan 41
yaşındaki iki çocuk annesi Beyhan Biçer 'in intihar etmediği, evli olduğu Ercan
Biçer tarafından öldürüldüğü ise iki yıl sonra ortaya çıktı.
CHP Kadın Kolları İl Başkanı Gül Şengün tarafından okunan
basın açıklamasının devamında ülkede yaşanan kadın cinayetlerine ve izlenen
politikalara değinildi.
Her kadın bir hayattır diyen Başkan Şengün, “Bizler
"Kadın cinayetlerini durdurun!” diye haykırırken, eski Aile, Çalışma ve
Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Her kadın cinayeti bizim
kadına yönelik şiddetteki kadın cinayeti değildir. Her şüpheli ölüm de kadın
cinayeti değildir” demekle yetindi. Çocuğa yönelik tecavüzde "çocuğun
rızası”ndan bahseden Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı oldu. İçişleri Bakanı Süleyman
Soylu, öldürülen kadınlardan sadece "sayı” olarak bahsetmeye devam etti.
Yetti mi? Hayır! Şimdiki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık,
"2021 'in ilk 10 ayında 242 ve 2022'nin ilk 10 ayında 225 vaka var. 2022
'de yüzde 7 bir azalış görülüyor” dedi. Yanık'ın açıklamasında bir de itiraf
vardı: "Kadın cinayetlerinin yüzde 8'i koruma kararı altında yaşanıyor!”
Kadınları koruyamayan, şiddeti tolere edilebilir bulan,
öldürülen kadınları sadece sayı olarak nitelendiren zihniyete bir kez daha
sesleniyoruz: "Her Kadın Bir Hayattır!”
Edanur Demir, öldürüldüğünde 17 yaşındaydı. Antalya'da bir
kafede çalışıyordu. Semih Melih D. tarafından öldürüldü. Sanık ifadesinde
"Tabanca ile şaka yapmak istedim” dedi. Nasıl bir şakaysa, namluyu
Edanur'un başına doğrultmuştu!
Sıla Şentürk, öldürüldüğünde 16 yaşındaydı. Ailesinin
defalarca karakola giderek şikayetçi olduğu, 10 ayrı suçtan sabıkası olan
Hüseyin Can Gökçek tarafından öldürüldü.
Hasret Dalkoparan, öldürüldüğünde 20 yaşındaydı, 1,5 yaşında
çocuğu vardı ve 5 aylık hamileydi. Katili, dini nikahla birlikte olduğu Ozan
Dum idi.
İsimlerini tek tek saymanın günler süreceği binlerce kadın
katledildi! Bu kadınlar sayı değildi, hayatın ta kendisiydi. Anne, evlat, abla,
kız kardeş, arkadaş, öğretmen, doktor, mühendis, hemşire, karşı komşu…
Yaşamdan koparılan kadınların arkasında gözü yaşlı anneler, babalar, çocuklar
kaldı. Kimimiz öğretmenini, kimimiz doktorunu, kimimiz sırdaşını, kimimiz
akrabasını sonsuzluğa uğurladı.
O nedenle bugün 81 il, 973 ilçede kadın erkek tek ses olduk,
haykırıyoruz: Kadın Cinayetleri Politiktir!
İktidarın kadını yok sayan politikalarına karşı, biz
Cumhuriyet Halk Partisi olarak kadınları güçlendiren eşitlikçi politikaları
hayata geçireceğiz. Bu mücadeleyi kadın erkek bir arada vereceğiz.
Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi'nden asla
vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. İktidara geldiğimizde Genel Başkanımız Sayın
Kemal Kılıçdaroğlu'nun söz verdiği gibi 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi'ni
yeniden yürürlüğe koyacağız.
İki yıl önce İstanbul Sözleşmesi'nin bir maddesini hayata
geçirdik. Genel Merkezimizde bir "Alo Şiddet” hattı kurduk. "Yaşam
Hak” projemiz aracılığıyla 444 82 85 numaralı hattımızı arayan tüm şiddet
mağduru kadın ve çocuklara, 7/24 ücretsiz destek hizmeti verdik, vermeye de devam
ediyoruz.
Yaşam Hak projemiz kapsamında bugüne kadar binlerce kadının
hayatına bire bir dokunduk. 81 ilde 129 gönüllü avukat ekibi kurduk. Bu sürede
1135 kadına yönelik şiddet ve çocuk İstismarı duruşmasını takip ettik. Sivil
toplum örgütleri, meslek odaları, barolar ve yerel yönetimlerle 125 protokol
imzaladık.
İktidara geldiğimizde, yol haritamız hazır. Kadını
güçlendirecek eşitlikçi politikaları derhal uygulamaya koyacağız.
Bizlere ülkemizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal
Atatürk 'ten kalan büyük bir mücadele mirası var! Hiçbirimiz eşitlik
mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz! Bugün sokaklara çıkarken, haklarımızı ve
demokrasiyi savunmak için bir arada olacağız, kadın erkek hep birlikte sesimizi
yükselteceğiz.”