reklam
reklam
DOLAR 34,5467 % 0.18
EURO 36,0147 % -0.62
STERLIN 43,3470 % -0.52
FRANG 38,6490 % -0.66
ALTIN 3.005,46 % 1,47
BITCOIN 97.333,33 -1.13

Vatan Partisi “Cumhurbaşkanlığı Sistemi Tuzaktır”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Vatan Partisi “Cumhurbaşkanlığı Sistemi Tuzaktır”
reklam

Vatan Partisi Lüleburgaz İlçe Başkanı Selda Kılıç yazılı bir basın açıklaması metni yayınladı.

Kılıç tarafından kamuoyu ile paylaşılan basın açıklaması metninde “Cumhurbaşkanlığı Sistemi tuzaktır.  Eğer Cumhurbaşkanlığı Sistemi Meclis’ten geçerse, arkasından gelen 60 gün Türkiye Referandum Savaşlarına girecek. Millet, iki ay boyunca Cumhurbaşkanlığı Sistemi yandaşları ve karşıtları olarak birbiriyle mücadele edecek. Bölücü ve Yobaz Terörü canlı bombalarıyla, mayınlarıyla, makinalı tüfekleriyle Türkiye’nin üzerine sürülürken, Terör saldırılarının hedefi olan Türkiye güçleri birbiriyle kapışacak. Mehmetçik ve Polis cephede savaşırken, millet cephe gerisinde birbirinin yakasına yapışacak. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, İkinci İstiklâl Savaşının önündeki tuzaktır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, aynı zamanda AKP iktidarının önündeki tuzaktır. Cumhurbaşkanlığı sistemi girişimiyle, AKP bir tuzağa ilerlemektedir, daha doğrusu tuzağın içine itilmektedir.  Bugün birbiri ardı sıra gelen terör saldırılarının hedefi apaçık ortadadır. ABD Büyükelçiliği internet sitesinde yayınlanan Nihat Erim hatırlatmalarıyla 12 Eylül tehdidi Türkiye’nin önüne konuyor. FETÖ ile ilişkileri bilinen kimi AKP’li Bakanların geçen yıl Davos’ta büyük para kuruluşları temsilcilerine “Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimini  bekleyin” dediklerini Aydınlık manşetten duyurmuştu. AKP’li bakanlar, o buluşmalarda “AKP’yi Tek Adam görüntüsünden kurtaracakları” sözünü vermişlerdi . 15 Temmuz FETÖ Darbesinin bildirisinde de aynı gerekçe vardı. Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimi, Atlantik çevrelerinin Diktatörlük söylemine fırsat veriyor ve farklı güçleri ABD planlarının içine çekiyor. Hatırlanacaktır, Saddam Hüseyin ülkenin tartışmasız lideri iken, attığı hesapsız adımla tuzağa basmıştı. Bugün AKP, geleceğini İkinci İstiklâl Savaşının başarısına bağlamıştır. Bu anlamda kendi geleceğini Türkiye’nin geleceği ile birleştirmiştir. Varolan koşullarda Türkiye için de, AKP için de birinci mesele, İkinci İstiklâl Savaşından zaferle çıkmaktır. Ülke içinde ve sınırlarımızın ötesinde Bölücü ve Yobaz Terörüne karşı mücadelede kesin sonuç almak belirleyici önemdedir. Her şey, bu başarıya bağlıdır. O nedenle her atılacak adım, bu açıdan doğrudur ya da yanlıştır. Vatan Savaşının başarısına hizmet eden her uygulama doğrudur, zarar veren her davranış yanlıştır. Denek taşı, vatan savaşıdır.İ Cumhurbaşkanlığı Sistemi hangi koşullarda Türkiye’nin önüne konmaktadır. Türkiye Atlantik Sisteminin merkezinde bulunan büyük devletle karşı karşıya gelmiştir. Bölücü ve Yobaz terör örgütlerinin arkasında ABD’nin bulunduğunu başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet yetkilileri de şu ya da bu biçimde dile getiriyorlar. Büyük güce karşı askerî ve siyasî başarı yine büyük güçle olur. Davutoğlu’nun başbakanlıktan uzaklaştırılmasından sonra kurulan Binali Yıldırım Hükümeti, “düşmanı azaltıp dostları çoğaltacağını” belirtti. Bu, 3 savaşın en temel ilkelerinden biridir. Türkiye, komşuları Rusya, İran, Irak ve adım adım Suriye ile ilişkilerini onararak önemli bir ittifak birikimi yarattı. Ancak iç cephe belirleyicidir. Vatan Savaşında milletin en geniş kesimlerinin devletle birlikte harekete geçirilmesi, başarının anahtarıdır. Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimi, Türkiye’nin içerde teröre karşı ve dışarda Fırat Kalkanı harekâtıyla yine teröre karşı mücadelesine hizmet etmiyor, tersine zarar veriyor. Çünkü iç cepheyi bölüyor. Milletin en az yarısı Cumhurbaşkanlığı Sistemini istemiyor. İstiklâl Savaşında aynı cephede omuz omuza yer alan güçler, Cumhurbaşkanlığı Sisteminde karşı karşıya geliyor. FETÖ Darbesine karşı birleşmiş olan güçler, Cumhurbaşkanlığı Sisteminde ayrışıyor. PKK’ya karşı birlikte mücadele eden güçler, Cumhurbaşkanlığı Sisteminde birbirine yan bakıyor. Bırakalım başka partileri ve güçleri, AKP ve MHP içinde bile Cumhurbaşkanlığı Sistemine karşı çok güçlü bir direniş var. Özetlersek Cumhurbaşkanlığı Sistemi, yalnız milleti değil, AKP ve MHP’yi bile bölmektedir. Oysa bugün Türkiye’nin önüne koyduğu iş, Cumhurbaşkanının da kabul ettiği gibi, Millî Seferberliktir. Cumhurbaşkanlığı Sistemi, Millî Seferberliğe hizmet etmiyor.

 

Eğer Cumhurbaşkanlığı Sistemi Meclis’ten geçerse, arkasından gelen 60 gün Türkiye Referandum Savaşlarına girecek. Millet, iki ay boyunca Cumhurbaşkanlığı Sistemi yandaşları ve karşıtları olarak birbiriyle mücadele edecek. Bölücü ve Yobaz Terörü canlı bombalarıyla, mayınlarıyla, makinalı tüfekleriyle Türkiye’nin üzerine sürülürken, Terör saldırılarının hedefi olan  Türkiye güçleri birbirleriyle kapışacak. Mehmetçik ve Polis cephede savaşırken, millet cephe gerisinde birbirinin yakasına yapışacak. Millet, İstiklal Savaşı cephesini terk edecek ve iki bölüğe ayrılıp Referandum savaşında cephe tutacak. Bu bölünme ortamı, Ordunun ve Polisin moralini de olumsuz etkileyecektir. Öte yandan Türkiye’ye düşmanlığını gizlemeyen Atlantik Devleti de Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişimini ellerini ovuşturarak izliyor. Saddam Hüseyin ve Kaddafi’ye yönelik tertiplerde kullandığı “demokrasi” gerekçeli planlar için fırsat kolluyor. Bu koşullarda ABD’nin Türkiye’ye Kıbrıs’tan yönelttiği tehditler de durumun nezâketini artırmaktadır. İç cephenin sağlam tutulması, yalnız teröre karşı mücadele açısından değil, Kıbrıs’ın Türkiye’ye yönelik bir tehdit üssü haline getirilmesini önlemek açısından da yaşamsal önemdedir. 

Cumhurbaşkanlığı Sistemi girişiminden vazgeçmek, AKP için bir yenilgi değildir; ilerdeki ağır yenilgiden kurtulmak için akıllı bir davranıştır. O zaman Cumhurbaşkanı itibar kaybetmeyecek, fakat bütün ülkede alkışlanacaktır. ABD merkezli diktatörlük suçlamaları boşluğa düşecektir. Millî Seferberlik için çok elverişli bir iklim yaratılacak, İstiklâl Savaşının başarısı yolunda çok güçlü bir atılım gerçekleştirilecektir” denildi.