reklam
reklam
DOLAR 34,2906 % 0.16
EURO 37,0922 % -0.36
STERLIN 44,6008 % -0.04
FRANG 39,5736 % 0.02
ALTIN 3.029,35 % 0,58
BITCOIN 66.692,00 -2.291

Vekil Gündoğdu “Bu Sistem Kolayca Otoriter Bir Sisteme Dönüşebilir!”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Vekil Gündoğdu “Bu Sistem Kolayca Otoriter Bir Sisteme Dönüşebilir!”
reklam

Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu geçtiğimiz gün Vize İlçesine bağlı Küçükyayla, Kömürköy, Develi, Çavuşköy, Pazarlı, Sofular, Evrencik ve Sergen köylerini ziyaret etti.

Vatandaşlara 16 Nisan tarihinde gerçekleştirilecek olan anayasa değişikliği hakkında görüşlerini aktaran Vekil Gündoğdu “Ülkenin başı sıkıştığında, siyaset zora girdiğinde Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partiler tarafsız olan Cumhurbaşkanının etrafında toplanarak sorunlara çözüm arar tıpkı 15 Temmuz sonrası olduğu gibi; ancak Cumhurbaşkanı bir partinin genel başkanı olduğunda, kimse tarafsız olmayan birine güvenmez, devlet çıkmaza girer. Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde haftalık çalışma süreleri daha yüksek, yıllık izin süreleri ve asgari ücretler ise daha az. Kamu çalışanlarının iş güvencesini yani memurluk sistemini kaldırmayı amaçlayan kamu personel reformunu tek bir imza ile çıkarılabileceği gibi güvenceli ve sosyal hakların olduğu çalışma sisteminden güvencesiz, sözleşmeli ve yaygın taşeronluk sistemine geçişin kapısı aralanacaktır. Bütün göstergeler sürecin tek adam yönetimine geçmesi ile emekçilerin aleyhine gelişeceğini gösteriyor. Tek adam yönetimi olan ülkelerde çalışanların hakları daha sınırlı, çalışma süreleri daha fazla ve gelirleri daha düşüktür. Çalışma barışı için daha uygun olan sistem parlamenter sistemdir. Tek adamlı yönetimlerin olduğu ülkelerde çalışma barışı yoktur ve çalışma koşulları daha sorunludur. Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerde asgari ücret oranı kişi başına milli gelire göre daha düşüktür. Parlamenter sistem ise daha iyi sayılabilecek düzeydedir. Başkanlık sistemi ile yönetilen ülkelerin çoğunluğu gelişme sorunu olan baskıcı yönetimlerdir. Hak ve özgürlükler sınırlıdır. Demokratik taleplerini dile getirme olanakları engellenebilmektedir. İşçilerin emekçilerin çalışanların, kazanılmış haklarını yitirme riski olan bir rejim değişikliğine hayır demesi olağan bir yaklaşımdır. Bu anayasa değişikliğinde vatandaş yok,  teklifinin tek konusu Cumhurbaşkanının yetkileri artırmak, ona yeni yetkiler vermektir.  Anayasalarda aslolan yönetenlerin yetkilerini kısıp, denetlenmelerine olanak sağlanması, yurttaşların ise haklarının ve özgürlüklerinin artırılmasıdır.  Oysa bu değişikliklerin tek amacı yönetenin yetkisini artırmak, meclisin denetimini ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle ‘sahte-tuzak’ bir anayasa değişikliği yapmak istiyorlar. Bu dikta rejimine dönük bir senaryodur. Anayasa değişikliği diye yutturulmak istenen bu metin gerçek bir Anayasa değildir. Bu anayasa teklifinde yurttaş yok, yurttaşın hakları yok, tek adam var. Bu teklifte otoriter rejimi engelleyecek denge ve fren mekanizmaları yok. Çok kolay otoriter bir rejime dönüşebilir. OHAL döneminde 21 tane KHK çıkardılar. Ülkeyi bu KHK’larla yönetiyorlar. OHAL ilanıyla hiçbir ilgisi olmayan konularda yüzlerce düzenleme yaptılar. Bu KHK’ları kim denetliyor? Açıkça Anayasa’ya aykırı olmalarına rağmen KHK’ların iptali için yaptığımız başvuruyu Anayasa Mahkemesi reddetti. Her konuda kararname çıkarma yetkisi olan cumhurbaşkanı ‘bu asgari ücret fazla düşürdüm’ derse kim ne yapabilir. Bir kişiyi sakıncalı ilan edip tüm mal varlığına el koyarsa kim buna engel olabilir. Bu tabloda Meclis ne işe yarayacak. Milletvekili sayısını 600’e değil bine çıkarsan ne olur, 60’a indirsen ne olur. Yüzde 50+1 oyla gelen tek kişi halkın yüzde 100’ünü temsil eden meclisi feshedebilir mi? Bütün bunları vatandaşımız çok iyi anladı. Vatandaşlarımızın azim ve kararlığı ile birlikte bizlere dayatılan bu dikta rejimine boyun eğmeyeceğiz” dedi.