Cumhuriyet Halk Partisi Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu Pınarhisar’a bağlı Erenler, Poyralı, Tozaklı, Cevizköy ve Sütlüce Köylerini ziyaret ederek 16 Nisan tarihinde referanduma sunulacak olan sistem hakkında değerlendirmelerini vatandaşlara anlattı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşanan sorunların yanlış politikalardan kaynaklı olduğunu ifade eden Vekil Gündoğdu “Yeni Osmanlı hayalleri üzerine kurulan dış politika; ülkemizi saygın, bölgeye demokrasi ve barış ihraç eden bir ülke konumundan, komşularına karşı genişlemeci emeller güden, dış dünyaya hasmane tutumlar sergileyen, ne yazık ki demokratik dünyadan kopmuş, totaliter bir tek adam rejimine doğru savuruyor. Türkiye’nin dış politika ve ulusal güvenlik sorunları rejim değişikliğiyle çözülemez. Bu sorunlar rejimin ürettiği sorunlar değil, bizzat iktidarınızın yarattığı sorunlardır. Bu sebeple, ülkenin hayrı için anayasa değişikliğine Hayır! Bölgesel barışı savunmak, komşumuzda tetiklenen iç savaşa engel olmak yerine Esad’ı devirmek amacıyla on binlerce cihatçı selefinin Suriye’ye, Irak’a girmesine göz yumduk, cihatçı akışına açık sınır politikasıyla destek olduk. MİT tırları konusu hâlâ gizemini koruyor. Hayaller Emevi Camisi’nde namaz kılmaktı, gerçekler ise El Bab’ı IŞİD’den temizleyebilmek için 72 evladımızın şehit olmasıdır. O şehitler ki bu ülkenin yoksul halk çocuklarıdır. Subayı, astsubayı, uzman erbaşı anası babası Yörük çadırında, gecekondu semtlerinde, sıvasız, boyasız evlerde oturan bu ülkenin gariban çocuklarıdır. Kimimizin oğludur, kimimizin yeğenidir, kimimizin kardeşidir. Bizim evlatlarımız hiç şüphesiz ki vatan için şehit olurlar, bir emirle ölüme giderler, üniformaları da kefenleridir. Ancak kimsenin politik hırslarının, maceraperestliğinin kurbanı olamazlar. Şimdiyse bu vatan evlatlarıyla Münbiç’e girmekten, Rakka’yı almaktan bahsediyorsunuz. Hakikaten tam bir çıldırmışlık hâli. Cumhurbaşkanı sürekli tehdit ediyor. ‘Hayır’ diyenleri tehdit ediyor. Yatırım yapmayanı, yatırımlarını erteleyenleri tehdit ediyor. Yetmiyor ‘herkes bir kişiyi işe alsın’ diye sürekli baskı yapıyor. Valileri, işadamlarını takiple görevlendiriyor. Şimdi de ‘işe almayanları ifşa ederim’ diye tehdit ediyor. Fabrikalar kapanırken, işyerleri kapanırken ‘herkes bir kişiyi işe alsın’ demek otoriterliğin kanıtıdır. Rejim değişikliği geçerse, bu baskının daha da artacağı açıktır. Çünkü yaptıkları yapacaklarının da teminatıdır. Türkiye’de kalıcı büyüme ve istihdam için beton yerine sanayiye, tarıma, yani üretime dönülmesi gerekiyor. Bunun için de hukukun, adaletin işlemesi, demokrasinin egemen olması gerekiyor. Ama Türkiye’ye dayatılan rejim değişikliğinde bunlar yok. Bu nedenle tek adam düzenine ‘Hayır’ diyoruz” dedi.