reklam
reklam
DOLAR 34,3194 % 0.04
EURO 37,1461 % 0.26
STERLIN 44,6458 % 0.41
FRANG 39,6089 % 0
ALTIN 2.991,02 % -0,06
BITCOIN 66.396,48 -1.661

Vekil Minsolmaz “Başkanlık Sistemi Türkiye’ye Özgü Olacak”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Vekil Minsolmaz “Başkanlık Sistemi Türkiye’ye Özgü Olacak”
reklam

Ak Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk ile bir araya geldi.

Gerçekleştirilen buluşmaya Ak Parti Lüleburgaz İlçe Başkanı Tanzer Koç ve Babaeski İlçe Başkanı Ali Gencal da katıldı. Türkiye gündemi hakkında değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda Trakya bölgesinin sorunları da masaya yatırıldı. Trakya bölgesinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti için büyük önem arz ettiğini ifade eden Öztürk “Hükümetimiz Trakyalı vatandaşlarımızın huzur ve refah içerisinde yaşayabilmesi için gereken çalışmaları yapıyor. Trakyalı vatandaşlarımızın refah seviyesini arttırmak içinde bölgeye gereken yatırımlar yapılıyor” dedi.

Başkanlık Sistemi'nin Türkiye'nin yapısına son derece uygun olduğunu düşündüklerini ifade eden Vekil Minsolmaz “Keskin kuvvetler ayrılığı dediğimiz, yasama ve yürütme arasında net bir ayırım oluşturan, Parlamento'yu seçmenin seçtiği, yani yasama ve yürütmenin ayrı seçildiği bir sistemi konuşuyoruz.  Dolayısıyla bugün Parlamenter sistemde seçmen, yasama organı olan TBMM'yi seçiyor, sonra onun içinden bir yürütme organı çıkıyor. Dolayısıyla eğer bu bir koalisyonsa, yasama organını çalıştıramıyor zaten. Yürütmeyi de icra edemiyor. Eğer koalisyon değil ise güçlü bir tek parti iktidarıysa, bu sefer de yasama organı güçlü tek parti iktidarının gücü altında kalıyor. Oysa biz diyoruz ki yasama organını, TBMM'ni ayrı seçelim, yürütmenin başı olan Başkan'ı ayrı seçelim.  Başkan'ın bürokrasisi de Başkan ile birlikte gelsin, Başkan ile birlikte gitsin ve böylece sorumluluk alsın.  Şu anda bizim mücadele ettiğimiz, yani yıllardan beri bürokratik devlet yapısı maalesef bu parlamenter sistemin sorunu olarak önümüzde. Bürokrasi öyle bir yapı içinde ki siz bürokratı görevden alıyorsunuz,  idari mahkeme kararıyla tekrar geliyor. Dolayısıyla bürokrasi, adeta seçilmiş iktidara 'ben hancıyım, sen yolcusun' muamelesi yapıyor. Mesela ABD'de Başkan ile birlikte 12 bin yeni üst bürokrat göreve başlar, 12 bin eski bürokrat görevden ayrılır. Böylece bürokrasi sorumluluk üstlenir. Sorumluluğunu yerine getirmediği zaman kaybedeceğini bilir. Biz diyoruz ki yasama ile yürütme organı arasına  bir çek-balans, denge sistemi kuralım. Başkan'ın bütçesini Meclis onaylayacak. Başkan'ın belli başlı tasarruflarının onay yeri Meclis olacak. Yürütme organının başı olarak da Başkan'ın bazı yetkileri olacak. Bu ikisi arasında bir denge sistemi kurduğumuz zaman, öbür taraftan zaten bu sistemde baraj olmayacak, yasama organının çok yüksek bir temsil oranı olacak ve bu sayede aynı zamanda çoğunlukçu değil, çoğulcu bir demokratik yapının gerçekleşmesi de doğal olarak mümkün olacak. Başkanlık sistemi denilince hemen insanların aklına Amerika geliyor. 'Başkanlık sistemi varsa, o zaman federatif bir sistem olacak, o zaman Türkiye eyaletlere mi bölünecek' deniyor. Almanya, Şili örneğinde çok farklı… Almanya'da devlet yapısı federaldir ama siyasal sistemi Parlamenter sistemdir. Siyasal sistemi Başkanlık olup, devlet yapısı üniter olan ülkeler de var. O yüzden bunlar birbirinin gerek şartı değil, olmazsa olmazı değil. Türkiye'nin üniter yapısıyla, Cumhuriyet ile ilgili bir tartışma yaşamıyoruz. Biz yeni Türkiye; yeni Anayasa yapılırken diyoruz ki Türkiye'yi 2023'e, 2053'e taşıyacak, ülkenin hızlı karar almasını sağlayacak, sorumluluğunu üstlenmiş, yasama organı içinde çıkmayan bir yürütme ve bunun başında Başkan'ın seçimle gelmesi gerekir diyoruz” dedi.