reklam
reklam
DOLAR 34,2906 % 0.16
EURO 37,0922 % -0.36
STERLIN 44,6008 % -0.04
FRANG 39,5736 % 0.02
ALTIN 3.029,35 % 0,58
BITCOIN 67.291,80 -1.524

Vekil Minsolmaz “Kardeşliğin Güvencesi; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
Vekil Minsolmaz “Kardeşliğin Güvencesi; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemidir”
reklam

Ak Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz ve İl Başkanı Alper Çiler geçtiğimiz gün Demirköy Mahalle muhtarları, köy muhtarları ve Sivil Toplum Kuruluşları ile bir araya geldiler.

Demirköy’de bulunan Samakof Kır Restaurantta düzenlenen toplantıda konuşan Ak Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz “Değişiklik esas itibarıyla icra gücünü değiştiriyor. Mevcut anayasada, 82 darbesinden sonra yürürlükteki anayasada icra iki parçaya ayrılır. Cumhurbaşkanı ve başbakan. İkisi de kuvvetli, ikisi de yetkili, neden böyle, halbuki adına 'parlamenter sistem' diyoruz. Ancak bizim anayasamız öyle kurgulanmış ki darbeyi yapanlar, darbeciler parlamenter sisteme göre anayasa siparişi vermişler. Ancak cumhurbaşkanlığı yetkilerine gelince, kendileri cumhurbaşkanı olacağı için, başkanlık yetkilerini yazmışlar.” dedi.

Ak Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz  “Böylece anayasa bir hibrit anayasaya dönmüş. İş yapan değil, birbirini kontrol eden bir yapıya dönmüş. Bu yapı gizli veya açık şekilde çeşitli dönemlerde hep ülke için sorun üretti. Çok kuvveti iktidarlarda bile başbakanlık, cumhurbaşkanlığı çatışması yaşandı. Hatırlayın ilk Turgut Özal ile Yıldırım Akbulut arasında. Körfez Savaşı meselesi Misakı Milli'den doğan haklarımızın korunması konusunda başbakan ile cumhurbaşkanı anlaşamadı ve orada Türkiye tarihten gelen haklarını kaybetti. Bununla da sınırlı kalmadı, Mesut Yılmaz ile Turgut Özal, Süleyman Demirel ile Turgut Özal. Bunların anlaşamaması sonucu Turgut Özal'ın 83-92'ye kadar olan dönemde, ülkemize kazandırdığı kazanımları bir bir kaybetmeye başladık. Nihayet ondan sonra Demirel-Tansu Çiller ve merhum Erbakan dönemi, 5 Nisan kararları, ekonominin çökmesi ve 28 Şubat sürecinin başlaması. Ondan sonra Türkiye bir daha toparlanamadı. Ülkede güçlü iktidar, istikrar olduğu takdirde büyüme devamlı oluyor. Bizim mevcut anayasamız  büyümeyi engelliyor, bürokrasiyi arttırıyor. Öyle arttırıyor ki bir hamlede yapacağınız işi üç hamle de yapıyorsunuz. 21 Ekim 2007'de halk oylaması yaptık, oradan sonra Türkiye'de fiilen sistem değişikliği başladı. Siz milyonların onayını alan cumhurbaşkanına yetkisiz diyemezsiniz. Yaptığımız değişiklik 2007'de yaptığımız halk oylamasınını tamamlayıcı değişikliktir. Kısacası Meclis hükümetinden millet hükümetine dönüş yapıyoruz. Hükümeti siz belirliyorsunuz, sandıkta belirliyorsunuz, güvenoyunu da sandıkta veriyorsunuz. Gelecek 5 yıl için ülkeyi kim yönetecek bunun kararını veriyorsunuz. Sizden başka bu işe burnunu sokan kimse kalmayacak, işin özü budur. Aynı anda Meclis'i de seçiyorsunuz. 15 Temmuz, demokrasi tarihine altın harflerle yazılacak Türk milletinin büyük bir başarısıydı. 15 Temmuz'da asker kılığına girmiş alçaklar, bu memleketin tankını, topunu, uçağını, silahını insanların üzerine yönelttiler, tıpkı zalim Esed'in yaptığını, yapmaya çalıştılar. Orada bu asil millet, o gece öyle bir destan yazdı ki… Bu ay yıldızlı bayrağı indirmedi, o ezanları dindirmedi, bu alçaklara gereken cevabı verdi. İşte bu millet gurur duyulacak bir millettir. Bizim görevimiz bu milletin artık buna benzer bir olay yaşamamasıdır. Bu memleketin beka meselesidir. Türkiye'nin mutlaka devleti ile milleti buluşturması gerekiyor. Aradaki vesayet odaklarını mutlaka temizlememiz gerekiyor. Milletin tercihi hiç yanlış olmaz. Siyasetçiler yanlış yapabilir,  her seferinde düzelten de millet olur. Bunu 7 Haziran'da gördük. Millet yanlışı gördü ve 1 Kasım'da düzeltti. Dünyanın hiçbir ülkesinde 5 buçuk ay sonra bu kadar tercih değiştiren başka ülke yok. Bu da Türk milletinin basiretidir, Türk milletinin ferasetidir, milletin ferasetine güvenmemiz gerekiyor. Türkiye'nin birliği, beraberliğinin, kardeşliğinin güvencesi Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir” dedi.