reklam
reklam
DOLAR 34,5141 % 0.22
EURO 36,5145 % 0.6
STERLIN 43,6151 % 0.38
FRANG 38,9732 % 0.51
ALTIN 2.875,36 % 1,35
BITCOIN 92.104,01 1.074

“Yarınlar İçin Direnenler; Hoş Geldiniz”

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
reklam

Saadet Partisi Kırklareli İl Başkanı Mustafa Abdurrezzak, Parti’nin 8. Olağan Büyük Kongresine katıldı.

Saadet Partisi’nin 8. Olağan Büyük Kongresi, Ankara Hacı
Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Saadet
Partisi 8. Olağan Büyük Kongresine Kırklareli İl Başkanı Mustafa Abdurrezzak da
katılım gösterdi. Genel Başkan Temel Karamollaoğlu, yeniden Genel Başkan
seçildi.

Genel Başkan Karamollaoğlu, kongrede yaptığı konuşmada Mehmet
Akif Ersoy’un “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem, Gelenin keyfi için
geçmişe kalkıp sövemem! Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam, hele hak
namına haksızlığa ölsem tapamam! Doğduğumdan beridir aşığım istiklale, bana hiç
tasmalık etmiş değil altın lale. Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! Adam aldırma da geç git, diyemem;
aldırırım, çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!” dizeleriyle sözlerine
başladı.

Karamollaoğlu, 81 ilden ve yurt dışından kongreye katılım
sağlayan Milli Görüş sevdalılarına hitaben; “Zulme boyun eğmeyenler, hoş
geldiniz! Haktan başkasının karşısında eğilmeyenler, hoş geldiniz! Ne pula ne
de kula asla minnet etmeyenler, hoş geldiniz! Yalnız hakkı söyleyenler ve yalnız
hakikatin peşinden gidenler, hoş geldiniz. Bin kez budadılar körpe dallarımızı,
bin kez kırdılar. Yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz! Bin kez korkuya
boğdular zamanı, bin kez ölümlediler. Yine doğumdayız işte, yine
sevinçteyiz! Bitmedi, daha sürüyor bu kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü
oluncaya dek! Baharın müjdesi çiçekler; hoş geldiniz! Saraylar saltanatlar
çöker, kan susar bir gün, zulüm biter! menekşeler de açılır üstümüzde,
leylaklar da güler. Bugünlerden geriye; bir yarına gidenler kalır, bir de
yarınlar için direnenler. Yarınlar için direnenler; hoş geldiniz! Yolundan ve
sözünden dönmeyenler, hoş geldiniz! Yurt dışından ve yurt içinden teşrif eden
aziz misafirler, siyasi partilerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın ve
basınımızın güzide temsilcileri, Türkiye’nin dört bir yanından koşup gelerek bu
salonu, muazzam bir coşku ile dolduran davamızın fedakâr mensupları; hoş
geldiniz! "Yaşanabilir bir Türkiye", "Yeniden büyük
Türkiye" ve "Yeni bir Dünya"nın kurulması için gece gündüz
çalışan hanım kardeşlerim, genç kardeşlerim; hoş geldiniz, sefalar getirdiniz!
Allah sizlerden razı olsun.” diyerek katılımcıları selamladı.

 Bundan tam 53
yıl önce merhum lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ilk adımını attığında;
"Bir çiçekle bahar olmaz" diyenler olduğunu anımsatan Karamollaoğlu,
kendisinin de "Ama her bahar bir çiçekle başlar." yanıtını verdiğini
ifade etti.

Bu salonda kökleri
maziye bağlı, dalları atiyi kucaklayan o ulu çınarı gördüğüne dikkati çeken
Karamollaoğlu, “İşte bu salonun, işte nice karakışlara direnen, nice susuz
çöllere dayanan sizler… Artık dalları Kars’tan Edirne’ye, Horasan’dan
Bosna’ya uzanan bir ulu çınarın temsilcileri olan sizler. Cenâb-ı Hakk'a
hamdolsun; işte ben bu salonda kökleri maziye bağlı, dalları atiyi kucaklayan o
ulu çınarı görüyorum” şeklinde konuştu.

Atılan ilk
tohumların yeşermesinde büyük emekleri bulunan öncülere rahmet dileyen
Karamollaoğlu, “Eşref Edip'i, Süleyman Arif Emre’yi, Fehmi Cumalıoğlu’nu ve
Fehim Adak’ı rahmetle anıyorum. Ali Oğuz’u, Bahri Zengin’i, Cevat Ayhan'ı, Oya
Akgönenç’i ve Ahmet Tekdal’ı minnetle anıyorum. Ali Soylu’yu ve Adnan
Demirtürk’ü özlemle yâd ediyorum. Şevket Kazan’ı, merhum Yüksek İstişare Kurulu
Başkanımız Oğuzhan Asiltürk’ü ve elbette hareketimizin kurucusu Prof. Dr.
Necmettin Erbakan Hocamızı saygıyla, rahmetle ve şükranla yâd ediyorum” dedi.

Saadet Partisi’nin 8. Olağan Büyük Kongresi’ne katılım
sağlayan Saadet Partisi İl Başkanı Mustafa  Abdurrezzak, Genel Başkan Temel
Karamollaoğlu’nun tarafından yapılan açıklamanın devamını Kırklarelili partiler
ile paylaştı.

 

Genel Başkan Karamollaoğlu, yeni bir başlangıcın şafağında
ve tarihi bir dönemecin eşiğinde olduklarını belirterek Cumhuriyetin "Yeni
Yüzyılı"nı inşa etmek için, artık geçmişin travmalarından hep birlikte
kurtulunması gerektiğini söyledi.

 

Türkiye’nin sağcılık-solculuk, Türkçülük-Kürtçülük,
Sünnilik-Alevilik, dindarlık ve laiklik gibi tartışmalar yüzünden yıllarca hem
zamanını hem de enerjisini tükettiğine dikkati çeken Karamollaoğlu, “Bu
konularda telafisi imkansız acılar yaşanmıştır. İnsanımız bıkmış, usanmış ve
yorulmuştur. Bizler; Laiklikten değil, sözde laikçilerden, İslam'dan değil,
sözde İslamcılardan, muhafazakarlığın kendisinden değil, muhafazakarlık adı
altında değerlerimizi istismar edenlerden çok çektik. Artık bu defterler bir
daha açılmamak üzere kapanmalı ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almalıdır.
Din, herhangi bir sosyal grup ya da partinin tekelinde olmadığı gibi laiklik de
herkesin dini, siyasi ve sosyal görüşlerini rahatlıkla ifade edebilmesinin
teminatı olarak anlaşılmalıdır. Devletin v vazifesi kimlik dayatmak değildir!
Var olan kimliklerin devlet şemsiyesi altında huzur, barış ve güven içerisinde
varlıklarını özgürce sürdürmesini sağlamaktır. Bizler, ülkemizin her bir
ferdinin ortak problemlerine çözüm üretmek adına; ortak sorumluluklarımızı
kuşanarak bir yola çıktık, bir masa etrafında bir araya geldik. Bu masada
Sadece 6 genel başkan yok! 85 milyon insanımız hep birlikte bu masada
oturmaktadır. Asgari ücretlilerimiz, çiftçimiz, esnafımız, memurlarımız,
işçiler, emeklilerimiz, açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum
edilen milyonlarca insanımızla birlikte oturduk biz bu masaya. Bu masa,
kaybedilecek seçimin ardından yaşanacak bir 5 yılın daha ülkemize ve insanımıza
neye mâl olacağını gayet iyi bilenlerin kurduğu bir masadır. Birileri; algı
fabrikalarında sürekli olarak yeni "düşmanlar, hainler, teröristler"
icat edip, toplumu birbirine kırdırmak istiyor! Ancak kaybeden hep Türkiye
oluyor, kazananlar ise daima bir avuç zadegân! Bilinsin ki, bu devir
kapanmıştır artık! 85 milyonun kazanacağı bir dönemi başlatıyoruz.” ifadelerini
kullandı.

 

Kurulan bu masanın ayaklarının; Tunceli'nin, Kocaeli'nin,
Sivas'ın, Konya'nın, Afyonkarahisar'ın ve Ankara'nın bereketli topraklarına
sapasağlam bastığını vurgulayan Karamollaoğlu, “Bu masanın çapı; Edirne'den
Hakkari'ye, Muğla'dan Artvin ve Ardahan'a, İzmir'den Van'a, Sinop'tan Hatay'a;
81 ilimizi kapsayacak kadar geniştir. Ezcümle, bu masanın genişliği 783 bin 562
kilometrekaredir! Ülkemizin ihtiyacı da budur; insanımızın özlem ve hasretle
beklediği ses de işte bu masadan yükselmiştir ve Allah'ın izniyle bu masa;
Türkiye'nin 13. Cumhurbaşkanını belirleyecek, parlamento aritmetiğinde de
çoğunluğu elde ederek, ülkemizin problemlerine hızlı ve kalıcı çözümler
üretecektir.” Dedi.

 

“Tedavinin Olmazsa
Olmazı; Önce adalet”

 

Karamollaoğlu, Saadet Partisi olarak, ülkenin problemlerini
de çözüm yollarını da gayet iyi bildiklerine değinerek sözlerini şu şekilde
sürdürdü:

 

“Bize ‘nasıl olacak, ne yapacaksınız? diye soruyor ya hani
birileri. Elbette sizler de merak ediyorsunuz. Başlangıçta teşhisi yapıp, 20
yılın bilançosunu özet bir şekilde çıkarmıştık. Şimdi geliyoruz tedaviye.
Dikkat edin, gerçek bir tedaviden bahsediyorum. Zira birileri, yıllarca
sorunlarımızı tedavi etmek yerine terapi ile geçiştirmeyi tercih etti. Süslü
cümleler, büyük sloganlar, sipariş rakamlarla hep geçiştirdiler. Adeta kanseri
aspirinle tedavi etmeye kalkıştılar. Vitrini süslediler, eski politikaları
sürekli olarak yeni ambalajlarla piyasaya sürdüler. Çıkan büyük bir yangına
sadece bir bardak su döktüler, dönüp bir de alkış beklediler. Artık gerçek bir
tedavinin, ehil kişiler tarafından uygulanma zamanı gelmiştir! Tedavinin
olmazsa olmazı; önce adalet, her daim adalet ve herkese adalettir! Adaletin
teminatı ise ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’tır! Biz, hukuku üstün kılacak, adil bir
yönetimi tesis edeceğiz. Devleti kutsayan değil, devleti ayakta tutan adaleti
kutsal kabul eden bir anlayışı hakim kılacağız! Ekonomide ise ilk işimiz;
israf, yolsuzluk ve rüşvet düzenine son vermek olacak! Hani ‘kaynağınız nedir?’
diye soruyorlar ya; işte kaynak. Hem de milyarlarca lira! Ülkemizde ve
yeryüzünde her birimize yetecek imkan ve kaynaklar var. Ancak bunları paylaşmak
istemeyen ulusal ve uluslararası birtakım kişiler ve çevreler de var. Ama öyle
yağma yok!”