Cumhuriyet Halk Partisi’nden ihraç edilen fakat daha sonra mahkeme kararı ile partilerine geri dönen CHP mensubu İl Genel Meclis Üyeleri ortak bir basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklaması metnini okuyan İl Genel Meclisi Üyesi Yeşim Girgin “1 Nisan 2016 tarihinde İl Genel Meclisi başkanlık seçiminde gizli oylama ile yapılan seçim sonrasında CHP’li Safet Üresin İl Genel Meclisi Başkanı seçilmiştir. Fakat bazı kimselerce bu oylamada belirlenen başkanın Chp'nin almış olduğu grup kararı gereği başka bir İl Genel Meclis üyesi olması gerektiği iddia edilmiştir’ denildi.
Girgin devamında; ‘Daha sonra ise gizli oylama olmasına rağmen Safet Üresin'e oy verdiği iddia edilen 7 kişinin isimleri belirlenmiş ve bu kişiler 29 Mart'ta CHP İl Başkanlığı'nda alınan grup kararına uymadıkları tespit edilip disiplin kuruluna sevk edilmişlerdir ve Disiplin Kurulu’ndan çıkan karar 7 kişinin kesin ihracı yönünde olmuştur.
Gerek parti binasında yapılan gizli oylamada, gerek mecliste yapılan gizli oylamada başkan seçilen Safet Üresin'e oy veren 7 kişinin il yönetimi tarafından nasıl belirlendiğini anlamış değiliz. Gizli yapılan oylamada hangi üyenin kime oy verdiği nasıl tespit edilmiştir? Yoksa alınan ihraç kararında siyasi çıkarlar mı ön plandadır? Hukuksuzluk, verilen bu kararla da sona ermemiş daha da artmak sureti ile devam etmiştir. Verilen ihraç kararına itiraz süresi 10 gün olup bu süre içerisinde ihraç kararına itiraz il başkanlığına tebliğ edilmiş, CHP Genel Merkez’e gerek posta yolu gerek belgeler yoluyla gününde ulaşmıştır. Bir kısmımız için Parti tüzüğü gereği gizli oylamalarda grup kararı alınamayacağı, ve kimin kime oy verdiğinin belirlenemeyeceği için disiplin kurulunun iptali yönünde karar çıktı. Ancak diğer İl Genel Meclisi üyelerimiz süresinde itiraz etmediklerinden dolayı YDK kesin ihraç kararı verdi. Fakat bizler itirazlarimizi yukarida da bahsettiğimiz gibi il başkanliğina süresinde teslim etmiştik. Ardından yapılan bu hukuksuzluktan dolayı yargıya başvurduk. Posta barkotları, belgeler, faks çıktıları, itirazın il başkanlığına ulaşmış olduğunu kanıtladığından itirazımızın süresinde olduğu anlaşıldı ve Ankara Mahkemeleri kesin ihraç kararini iptal ederek partimize geri dönmemizi sağladı.
O halde buradan soruyoruz. İtiraz evrakları süresi içerisinde Kırklareli İl Başkanlığı'na ulaşmış olmasına rağmen niçin sümen altı edilmiştir, evraklar kim tarafından işleme konulmamıştır? Aylarca partimizden uzak kalmamızı sağlayan bu davranış Cumhuriyet Halk Partisine zarar vermemiş midir? Bizler vatandaşlarımız için yararlı olmaya çalışırken Cumhuriyet Halk Partisi'nin İl Genel Meclisindeki gücünü kim niçin ve ne amaçla elinden almaya çalışmıştır? Hiçbir kanıt ve belge olmadan alınan ihraç kararına ilişkin arkamızdan yapılan çirkin saldırılar konuşmalar olmuştur. Alınan bu yanlış karar bizlerin partimize bağlılığının seçmenimize olan sorumluluğumuzun gerek il başkanının yaptığı bizzat açıklamalarla, ilçe örgütlerindeki konuşmalarıyla sorgulanmasına sebebiyet vermiştir. Seçildiğimiz ilk günden beri partimizin ilçelerine ve başarısı için yaptığımız çalışmalar bağlılığımız, meclisteki komisyon çalışmalarımız meclis tutanaklarında sorgulanmayı mahal vermiycek bir şekilde kayıt altındadır. Kırklareli, CHP seçmenin iradesini ortaya koyduğu meclisteki iktidar gücü 7 kişinin ihracı ile birlikte çoğunluğunu kaybetmiş oldu. Buna rağmen biz bağımsız olsak da o süreçte de vicdanımız ve halkımızın iradesini savunmaya devam ettik. İçinden geçtiğimiz kötü günlerde bu açıklamayı yapıyor olmaktan utanç duyuyoruz. Fakat bir şekilde bu çirkin davranışın kamuoyuna duyurulması gerekiyordu. Bu açıklamayı aynı zamanda suçsuzluğumuzu ortaya koymak için de yapıyoruz ve yapmak zorundayız, çünkü bizim halkımıza verilecek bir hesabımız var.
Yukarıda bahsettiğimiz sebeplerle, bizlere, bize güvenip oy veren halkımıza ve partimize verdikleri zarardan dolayı CHP Kırklareli İl Başkanı Ünal BAŞKUR başta olmak üzere tüm ilgililerin derhal istifa etmesi gerekmektedir. Kendilerine ulaşan resmi itiraz evrakını işleme sokmayan tüm ilgilileri de başta Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı'na ardından da Cumhuriyet Halk Partisi Disiplin kurulu'na şikayet edeceğimizi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin herhangi bir iradenin yahut grubun egemenliğinde olmasına asla izin vermeyeceğimizi kamuoyuna ilanen duyururuz” dedi.